Cilt kanseri ve erken teşhisin önemi hakkında Jane Murray’nin hikayesiyle farkındalık yaratın. Erken teşhis hayat kurtarır, detaylar için okuyun.
Cilt kanseri, özellikle melanom türü, hızla ilerleyebilen ve zamanında tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit eden ciddi bir sağlık sorunudur. Bugün sizlere, 46 yaşındaki Jane Murray’nin, ciltteki küçük bir değişikliği göz ardı ederek geçirdiği zaman diliminde yaşadığı deneyimleri ve bu hastalığın ne kadar dikkatli olunması gerektiğini anlatacağız.
Jane Murray, güneş ışığı altında vakit geçirmeyi seven, aktif bir anneydi. Yıllarca tatillerde, saatlerce güneşin altında durmayı alışkanlık haline getirmişti. Kolundaki büyük ve farklı görünen ben, dört yıl boyunca ona herhangi bir rahatsızlık vermediği için önemsenmedi. “Masum görünüyor” diyerek doktorlara gitmekten kaçındı ve sağlık kontrollerini erteledi. Ancak, yakın çevresinden gelen uyarılar ve fark edilen değişiklikler, onun duruma dikkat çekmesine neden oldu.
Geçen yıl, ailesinde de benzer sorunlar yaşayan bir hemşire arkadaşının ısrarıyla Jane, aile hekimine başvurdu. Doktor, benin şüpheli görünümünü fark ederek hemen biyopsi yapılmasını önerdi. Biyopsi sonucunda, ben cerrahi müdahale ile çıkarıldı ve analiz için uzmanlara gönderildi. İngiltere’deki melanom konusunda deneyimli bir uzman, bu örneğin ikinci evre melanom olduğunu belirledi. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre, bu evrede teşhis edilen hastaların yaklaşık %15’i, beş yılın üzerinde yaşam şansını kaybedebiliyor. Bu gerçek, ne kadar dikkatli olunması gerektiğinin altını çiziyor.
Jane Murray’nin durumu ciddiydi. Şubat ayında gerçekleştirilen kapsamlı bir ameliyatla, kanserin derinliklerine ulaşmış dokuların alınması gerekiyordu. Cerrahlar, kanserin yayıldığını fark ederek kolundan büyük bir deri parçası ve birkaç lenf bezini çıkardı. Operasyon, 77 dikişle tamamlandı ve büyük bir kesi açıldı. Ameliyattan sonra yaşadığı şok, “Uyandığımda kolumun büyük bir kısmının alındığını gördüm. Beklediğimden çok farklı bir sonuçtu” sözleriyle anlatıyor. Kanserden tamamen kurtulan Jane, iyileşme sürecinin 8. haftasında, yaşamına yeni bir bakış açısı kazandı ve cilt sağlığına verdiği önemi köklü biçimde değiştirdi.
Jane, güneşlenmekten büyük keyif alan biri olarak, geçmişte cilt sağlığına yeterince önem vermediğini itiraf ediyor. Tatillerde sabahtan akşama kadar güneşin altında kalmış ve SPF 30 kullanmasına rağmen, düşük faktörlü ürünlere geçiş yapmıştı. Kocası bile onun güneşte kavrulmasına şaşırırdı. Şimdi geriye dönüp baktığında, güneş yanıklarının ve ciltteki değişikliklerin, cilt kanseri riskini ciddi şekilde artırdığını anlıyor ve bu riskin hiçbir tatil keyfine değmediğinin farkında. Uzmanlar, benlerdeki şekil, renk, boyut veya kaşıntı gibi değişikliklerin fark edilmesi halinde hemen doktora başvurulmasını öneriyor.
Jane Murray’nin hikayesi, küçük bir değişikliğin bile ne kadar ciddi olabileceğini gösteriyor. Erken teşhis sayesinde, yaşamını yitirme riski önemli ölçüde azalıyor. Uzmanlar, özellikle benlerdeki herhangi bir şüpheli değişiklik fark edildiğinde, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulmasını tavsiye ediyor. Jane, bu konuda yaptığı uyarıyla, “Vücudunuzda size tuhaf gelen bir ben varsa, çekinmeden kontrol ettirin. Erken teşhis, hayat kurtarır” diyerek, herkesin dikkatli olması gerektiğine dikkat çekiyor.