CHP İstanbul Olağanüstü Kongresi ile yargı kararları arasındaki çelişkileri, durma kararları, tebliğler ve tartışmalı gerginlikleri derinlemesine analiz eden kapsamlı bir içgörü.
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanlığı Olağanüstü Kongresi’nin durdurulması taleplerini inceleyen bir yazı ile İstanbul Valiliği ve Sarıyer İlçe Seçim Kurulu’na başvurdu. Davacı Özlem Erkan ile davalılar arasında devam eden dava, dernek genel kurulunun kararlarının iptali istemiyle açılmış bulunuyor. Mahkeme, geçici tedbir kararını yürürlüğe koydu ve İstanbul il yönetiminin geçici olarak görevden uzaklaştırılmasına, üst kurul ve kurultay delegelerinin de çıkartılmasına karar verdi; ayrıca ilçe ve il kongrelerinin tedbiren durdurulması yönünde kararlar verildi. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu kapsamında verilen tedbir kararlarının kesin olmadığını belirtmesine rağmen uygulanabilir olduğuna vurgu yapıldı.
İCRA MEMURLARI KARAR TEBLİĞİ İÇİN SALONA GELDİ Beşiktaş’taki kongre alanında karar tebliği için gelen icra memurları, salona alınmadı ve başlayan gerginlik sırasında tutanaklar tutuldu. Yaşanan bu çatışma, taraflar arasında yükselen tansiyonu artırdı.
YSK KARARI İLE DURUM DEĞİŞMEDİ Yüksek Seçim Kurulu Toplantısı’nda kongrenin durdurulamayacağı yönündeki karar netleşti. Kurul, 24 Eylül’de İstanbul İl Kongresi’nin yapılabilir olduğuna dair görüşünü paylaşırken, İstanbul Olağanüstü Kongresi’nin devamını uygun buldu. Bu karar, önceki tedbir kararlarına rağmen kongrenin devamına işaret etti ve süreçte bir denge arayışını ortaya koydu.
İSTANBUL’DAKİ İLÇE VE İL KONGRELERİ TEDBİREN DURDURULMUŞTU Mahkeme, 14 Temmuz 2025 tarihinde alınan kararlar kapsamında İstanbul İl Örgütü’nün ilçe kongreleri ve il kongresi için başlatılan seçim çalışmalarını tedbiren durdurmuştu. 38. Olağan İstanbul İl Kongresi’nde alınan kararların da yürürlükte olup olmadığını inceleyen mahkeme, bazı kararları geçici olarak durdurmayı reddetti ve mahkeme içtihatlarına uygun hareket etti.
Hukukçu Zafer İşeri, CNN Türk canlı yayınında kararın ayrıntılarını değerlendirdi. İşeri, mevcut durumda iki ayrı yargı merciinin kararlarının birbirine zıtlık gösterdiğini, fakat her iki kararın da yürürlükte kalabileceğini belirtti. Emniyet birimlerinin hangi karar doğrultusunda hareket edeceği konusunda belirsizlik doğdu ve kongre alanına müdahale gereği ortaya çıkabilir diye konuştu. Ayrıca, Valilik ve İlçe Seçim Kurulu’nun bu durumda hangi kararları esas alacağı konusu da tartışma yarattı.
GİDERİLEN KARARLARIN YARGISAL İÇİŞİ Yargı süreçlerinde iki temel kararın eşzamanlı olarak yürürlükte olması, uygulamada karışıklık yaratabilir. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tedbir kararının geçerliliği ve buna karşı mevcut itiraz yolları, üst mahkeme tarafından ele alınmazsa bile geçici tedbir kararlarının uygulanabilirliğini doğurur. Ancak bu kararlar, seçim süreçleri ve kamu düzeni açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
Sonuç olarak, Başkanlık ve ilçe kurulları arasındaki yetki, mahkeme kararları ve YSK’nın kararları arasındaki etkileşim, İstanbul’daki siyasi süreçleri etkileyen kritik bir dönemeçte yer alıyor. Taraflar arasındaki gerilim ve yargısal inançlar, uygulama aşamasında farklı yorum ve interpretasyonlara açık durumda.