Çetelerin etkisi altında olan gençlerin suç ve cinayet riskini inceliyor; silahlanmanın tehlikelerini ve önleyici çözümleri iletiyoruz.
Geçtiğimiz aylarda ard arda gerçekleşen cinayetler, özellikle küçük yaştaki çocukların silaha erişiminin ve çeteleşmenin yarattığı tehlikeyi yeniden gündeme taşıdı. İstanbul’da 15 yaşındaki Hilal Özdemir’in, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde yaşanan bir ölüm olayıyla başlayan süreç, iki gün arayla Mersin’de 16 yaşındaki Hiranur Aygar’ın erkek arkadaşı tarafından vurularak hayatını kaybetmesiyle Türkiye gündemine damga vurdu. Milliyet’in uzun süredir gündemde tuttuğu bu konular, gençleri tehdit eden davranış biçimlerini ve ailelerin acil müdahale çağrısını bir kez daha işaret ediyor.
SİLAH, RUHSATSIZ ŞEKİLDE DOLAŞIYOR Mersin’de, 16 yaşındaki Hira Aygar’ın başından vurularak öldürüldüğü olayda, erkek arkadaşı H.A.Ş.’nin ilk ifadesinde şaka yaptığını ileri sürmesi dikkat çekti. Ancak yetkililerin yaptığı incelemelerde kullanılan tabancanın ruhsatsız olduğu saptandı. Olay yerinde ve sonrasında yürütülen soruşturma kapsamında üç şüpheli gözaltına alınırken, ifade değişiklikleri ve çelişkili beyanlar kamuoyunun sorularını artırdı. Aygar için cenaze töreni, yaşanan trajedinin derinliğini bir kez daha hatırlattı.
ÇETE EĞİTİMİ VE TEKNOLOJİ Bu tür olaylar, çeteleşmenin yeni nesil yöntemlerle gençlere uzanması riskini de beraberinde getiriyor. Yetkililer, gençlerin sosyal medya üzerinden ayrıntılı planlar ve teklifle karşılaşabildiğini, maddi vaatler ve yurtdışına kaçış gibi cazip hedeflerle kandırıldıklarını belirtiyor. 15–18 yaş grubundaki çocukların cezai sorumluluklarının ve rehabilitasyon süreçlerinin nasıl düzenleneceği konusunda hükümetin 11. Yargı Paketi çalışmaları kapsamında farklı görüşler mevcut.
Olaylar karşısında aileler de kaygılarını dile getiriyor. Hiraanur’un annesi ve Hilal’in ailesi, çocukların silaha ulaşımını zorlaştıracak adımların atılmasını talep ediyor ve çocukların güvenli bir şekilde büyüyebilmeleri için toplumun ve devletin ortak çaba göstermesi gerektiğini vurguluyorlar. Aileler, çocukların yaşadıkları tehditleri paylaşabilmesi için daha yakın iletişim ve güven ortamının önemine işaret ediyorlar.
Adalet Bakanı’nın yaklaşımı suçla mücadelede 15–18 yaş grubu için adil ve etkili tedbirler alınması gerektiğini belirtirken, yaşa göre ceza indirimlerinde kademe uygulama ve çocuk eğitim evleriyle açık kapalı cezaevleri arasındaki denge konularını da gündeme taşıdı. Bu süreçte Rabia Naz Kararı gibi önemli konular da yargı paketlerinin içeriğine etki edeceğe benziyor.
Çeteler ve tetikçilik kavramları, günümüzde küçük yaşlardaki çocukları istismar eden ve onları yönlendiren organize suç ağlarının varlığını gösteriyor. Son dönemdeki örnekler, 24 Ocak 2025’ten 30 Ağustos 2025’e kadar çeşitli şehirlerde gençlerin suç örgütlerinin hedefi haline geldiğini ortaya koyuyor. Bu tablo, acil olarak güvenlik, rehabilitasyon ve koruyucu politikaların güçlendirilmesini zorunlu kılıyor.