Çelik’in siyasi konuşmalarında Gazze ve terörle mücadelede net vurgular, analiz ve güncel perspektifle okuyucuyu aydınlatıyor.
Ekonomi Başkanlığımızın ve Ar-Ge ile Çevre Başkanlıklarımızın sunumlarıyla başlayan açıklamalarda, Cumhurbaşkanımız ve parti yöneticileri iç ve dış politika gündemlerini yakın takipte sürdürdüklerini belirttiler. Türkiye’nin teşkilatlarının sahada çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden konuşmada, 15 Eylül’e kadar olan süreç için kararlı bir yaklaşım vurgusu yapıldı.
Netanyahu hükümetinin Gazze’deki hareketleri ve dünyanın gözü önünde süren gerilimler, Uluslararası Hukuk ve BM zeminlerinde Filistin’in tanınması yönündeki hareketlilikle bir arada ele alındı. ABD’nin vizelerin iptali kararının yanlış olduğu savunulurken, vizelerin iptali kararı nedeniyle Filistinli yetkililerin sesinin azaltılmaması gerektiğine vurgu yapıldı. Filistin davasının BM Genel Kurulu’na damgasını vuracağı öngörüleri, Cumhurbaşkanımızın bu konudaki etkili konuşmalarıyla desteklendi.
Çelik Kubbe konusunda ise savunma sanayinin geldiği aşama, uluslararası yankılar ve milli güvenlik odaklı vizyon bir kez daha öne çıktı. Türkiye’nin savunma sanayinin güçlenmesi, kimse için tehdit olmak yerine barışın teminatı olarak görülmeye devam ediyor. Mavi Vatan konusundaki gelişmeler ve Teknofest ile gençliğin bu alandaki çalışmaları, bölgede artan gerilimlere karşı hazırlıkların somut örnekleri olarak vurgulandı.
Terörsüz Türkiye süreci devlet politikası olarak benimsenmiş durumda; Terörle mücadelede silah bırakma ve fesih hedefi, meclis komisyonunun rolü ve süreçte partiler arası dayanışma konularına ayrı bir vurgu yapıldı. PKK ve uzantılarının tüm şube ve finans odaklarıyla mücadele edilmesi gerektiği, terörün hiç kimseye kazanım sağlamayacağı belirtilerek, terörsüz bölge sürecinin entegre bir yol olduğu ifade edildi.
MYK oturumunda CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali gibi konulara dair değerlendirmeler yapılırken, konunun yargı süreçleriyle ilgili olduğuna dikkat çekildi. Sağlık alanında Konya’daki bir vaka üzerinden getirilen eleştirilere karşı, hekimlik sanatının evrensel değerleri hatırlatıldı ve kadın hastaya yönelik davranışların kabul edilemezliği vurgulandı.
Son olarak, Milli güvenlik ve milletin değerleri üzerinden pazarlık olmadığının altı çizildi. Terörün kimseye kazandırmayacağı, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan ilkeleriyle hareket edilmesi gerektiği yinelendi. Türkiye’nin güvenliği ve refahı için sahadaki kararlılık, diploması ve savunma sanayinin birleşik yaklaşımıyla sürdürülmeye devam edecektir.