Boşanma sürecinde aile içi şiddet, iddialar ve mal paylaşımı çatışmasının nasıl etkilendiğini anlamak için güvenilir rehberlik ve sorunlara çözüm odaklı bilgiler.
Görüntüler, sivil memur olarak görev yapan Başak Gürkan Arslan ile eşi Barış Arslan arasındaki boşanma süreci yaklaşırken, kayınpeder Kudret Arslan’ın yaşanan tartışma esnasında evlerinde çıkan gerginliğin en trajik boyutuyla sonuçlandığını gösteriyor. Olayın hemen öncesinde, ailenin bulunduğu konutta 5 yaşındaki çocuklarının bulunduğu sırada vahşi bir saldırı meydana geldi ve Dört taraflı bir trajediyle sonuçlandı.
Kudret Arslan, savcılıktaki ifadesinde mal paylaşımı meselesinin bu tartışmayı tetiklediğini söyleyerek, evin kendilerine ait olmadığını savundu. Ayrıca, olaydan önce gelininin ailesinin evinde de benzer konuların tartışıldığını ileri sürdü. Oğlunun bir hatası olmadığını iddia eden Kudret Arslan, “Başak’ı aldatıldığı için öldürdüm. Bir anlık sinirle hareket ettim; namusumu temizledim” ifadelerini kullandı.
Avukatın açıklamasına göre, taraflar arasında anlaşmalı bir boşanma süreci planlanıyordu ve duruşmadan yaklaşık 14 gün önce üzücü olay meydana geldi. Müvekkili Başak Gürkan Arslan’ın nafaka talebi bile söz konusu değildi; sadece çocuğun giderleri için 500-600 TL’lik bir nafaka talebi bulunuyordu. Karşı tarafın beyanlarında Başak Hanım’ın evlilik içinde kusurlu olduğuna işaret edildiğini belirten avukat, bu iddiaların asla kabul edilemeyeceğini vurguladı.
‘TEK BİR BIÇAK DARBESİYLE ÖLDÜRÜLMEDİ’ Avukat Bektaş, olayın planlı bir eylem olduğuna dikkat çekti ve Başak Gürkan Arslan’ın tek bir bıçak darbesiyle değil, vücudunda birden fazla yaranın bulunduğunu ifade etti. Yaşam hakkının her durumda korunması gerektiğini söyleyen Bektaş, müvekkilinin savunma hakkını kullanabileceğini ve adaletin yerini bulması için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.