Böbrek sağlığı için bilimselliği test edilen Gilaburu’nun taş düşürmedeki etkisi: güvenilir sonuçlar ve merak edilenler hakkında kısa özet.
Böbrek taşı problemine karşı Anadolu’nun bazı bölgelerinde uzun süredir kullanılan gilaburu (Viburnum opulus), geleneksel tıpta böbreğin süpürgesi olarak anılır. Üroloji Uzmanı Dr. Tevfik Ziypak, Kayseri çevresinde sonbaharda toplanan kırmızı meyvelerin fermente edilerek suyunun içildiğini belirtti. Buruk tadının bir etkisini işaretlediğini söyleyen Dr. Ziypak, bu eski adetlerin günümüzde de pek çok evde sürdüğünü ifade etti.
Güçlü içerik: Vitaminler, asitler ve etkili bileşikler Gilaburuda yüksek miktarda C vitamini, potasyum, malik asit, sitrik asit ve polifenoller bulunur. Düz kasları gevşetici bir özelliğe sahip olan skopoletin adlı bileşik de mevcuttur; bu da taşın üreter içindeki hareketini kolaylaştırabileceği düşünülüyor. Dr. Ziypak’a göre bu biyolojik etkiler, gilaburunun taş tedavisinde rol alabileceğini düşündürmektedir. Halk arasında uzun yıllardır “doğal taş ilacı” olarak kullanılan gilaburu hakkında uzmanlar, bilimsel veriler güçlenene kadar tek başına modern tıpta bir tedavi olarak kabul edilemeyeceğini vurgulamaktadır. Ancak gözlemler, gelecekteki araştırmalar için önemli ipuçları sunabilir.
Taş düşürme başarısı konusunda yapılan ilk bilimsel çalışmalar umut veriyor. 2019 yılında 103 hasta üzerinde yürütülen bir çalışmada distal üreterde 10 mm’den küçük taşlı bireylerde gilaburu ekstresi verilen grupta %82 taş düşürme başarısı kaydedildi; kontrol grubundaki oran %66 idi. Ayrıca taş düşürme süresinin 14 günden 9 güne gerilediği bildirildi. 2021’deki başka bir çalışmada gilaburu ekstresi, bazı ilaçlarla karşılaştırıldı ve iki grup arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Bu da bazı hastalarda gilaburunun farmakolojik tedaviler kadar etkili olabileceğini düşündürse de, bu sonuçlar kılavuzlara girecek güçte kanıt olarak kabul edilmiyor.
Nasıl etki ediyor? Gilaburunun olası etkileri iki temel mekanizmayla açıklanır: Birincisi, antispazmodik etkisiyle üreter kaslarını gevşeterek taşın ilerlemesini kolaylaştırması; ikincisi ise içerdiği sitrat sayesinde idrarda kalsiyum kristallerinin oluşumunu önleyebilmesidir. İnsanlarda ikinci mekanizmanın kanıtı sınırlı olmakla birlikte hayvan ve laboratuvar çalışmalarında desteklenmiştir. Dr. Ziypak, gilaburunun Avrupa Üroloji Derneği (EAU) ve Amerikan Üroloji Derneği (AUA) rehberlerinde yer almadığını; bunun başlıca nedeninin yeterli büyüklükte, kontrollü ve standardize ürünlerle yapılmış klinik çalışmaların bulunmaması olduğunu vurguluyor.
Gilaburu, asidik yapısı nedeniyle mide rahatsızlığı olan kişilerde reflü veya gastrit gibi semptomları tetikleyebilir. Şeker eklenmiş ürünler ise diyabet hastaları için risk oluşturabilir. Bu nedenle Dr. Ziypak, gilaburunun mutlaka doktor gözetiminde ve mevcut tedavilerle birlikte, tamamlayıcı olarak kullanılmasını öneriyor.
Destekleyici ama tek başına yetersiz Sonsöz olarak, gilaburu bilimsel olarak potansiyel vaat eden bir bitkidir ve küçük boyuttaki distal üreter taşlarında destekleyici olarak kullanılabilir. Etkisinin kişiden kişiye değişebileceği ve şu an için modern tedavilerin yerini alamayacağı unutulmamalı.