BM80 Oktay Girişimiyle çatışmaların çözümünde çok taraflı işbirliği ve barışçıl diyalog vurgulanıyor.**
Uluslararası barış ve güvenliği temel alan Birleşmiş Milletler’in 80. yılında, kürsüden yankılanan sesler, Gazze’deki mevcut insani kriz ve bölgesel istikrarla ilgili kaygıları güçlü bir şekilde dile getiriyor. Konuşmacı, BM şartlarının yıldönümünü hatırlatırken, Filistin halkına dayanışma gösterilmesi çağrısını yinelerken, savaşın taraflarıyla ilgili olarak derin eleştirilerini dile getiriyor.
Gazze’deki dram karşısında sadece rakamların ötesine geçerek, çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubundaki insanların yaşamlarına yönelen tehditleri cesurca vurguluyor. İnsani yardım ve sağlık altyapısının çöküşüyle mücadele eden bir bölgenin gördüğü yıkım, medya ve sivil toplumun da gazete ve sosyal medya üzerinden gündemdeki yerini koruyor. Bu vahşet karşısında, insanların yaşam hakkını savunmanın evrensel bir insanlık görevi olduğuna olan inanç bir kez daha pekiştiriliyor.
Devam eden çatışmaların yalnızca Gazze ile sınırlı olmadığını, bölgesel istikrarı tehdit eden geniş kapsamlı etkileri olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca, kudüs meselesinin üç dinin ortak mirası olan kutsal mekânlar üzerinden yükselen gerilimlere yol açtığına dikkat çekilirken, komşu ülkeler ve uluslararası aktörler arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
İsrail’in güvenlik politikalarıyla ilgili eleştiriler, bölgesel diyalog ve barış çabalarının önemiyle birlikte ele alınıyor. Ateşkes ve insani erişim konularında net çağrılar yapılırken, Filistinli mazlumlar yanında dayanışma mesajları pekiştiriliyor.
Güvenlik mimarilerinin güncel zorlukları karşısında, konunun tarafsız ve adil çözüm sürecine olan ihtiyacın altı yeniden çiziliyor. Annan’ın ifadesiyle barışın kazanıcısının adalet olduğunun vurgulanmasıyla, kapsamlı bir diyaloğun ve taraflar arası güven ortamının tesis edilmesi gerektiğine dair çağrı yineleniyor.
Gözlerle görülüyor ki, insani yardımların engellenmesi ve sivillerin hedef alınması, uluslararası hukuk normlarına aykırı bir eylem olarak kayıtlara geçiyor. Bu nedenle, dünya kamuoyunun ortak sorumluluğu, çatışmaların sona erdirilmesi ve bölgedeki sivil halkın güvenliğini sağlamaktır.