Türkiye’nin aile politikaları ve dijital gelecek vurgusuyla bireyleri güçlendiren, dayanışmayı küreselde büyüten bir vizyon: daha iyiye birlikte
BM Genel Kurulu kapsamındaki yan etkinlikte konuşan Göktaş, dünyanın iyiliğinin ailede filizlendiğini savunarak, bu nedenle etkinliği ailenin temel rolünü vurgulayacak bir tema etrafında şekillendirdiklerini belirtti. Aile değerlerinin adalet, merhamet, paylaşma ve dayanışma gibi insanlığın ortak erdemlerini önce evlerde, sonra mahallelerde ve tüm dünyada yaşatacağını ifade etti.
“AİLE KURUMUNU KORUMAYI TEMEL VE İNSANİ GÖREV OLARAK GÖRÜYORUZ” ifadesiyle aileyi korumanın ulusal bir öncelik olduğuna dikkat çekti. Göktaş, uluslararası belgelerin aileyi toplumun doğal ve temel birimi olarak tanımladığını hatırlatarak, Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Aile Günü ilanını ve Türkiye’nin anayasasındaki aile vurgusunu örnek gösterdi. Bu anlayışla, aile kurumunun güçlendirilmesiın, kültürel mirasın sürdürülmesi ve gelecek nesillerin refahı için vazgeçilmez olduğunu söyledi. Aile politikaları ve uluslararası işbirliklerinin bu düşünce üzerine inşa edildiğini dile getirdi. Ayrıca 2025 Aile Yılı’nın, aile odaklı politikaları güçlendirdiğini belirtti.
Göktaş, Aile Yılı kapsamında hem ekonomik hem de sosyal desteklerin artırıldığını aktardı. Konut edinme ve evlilik kredileri gibi teşviklerle gençlerin evlenmesini kolaylaştırmaya çalıştıklarını, doğum destek sisteminin ise çocuk sahibi olmak isteyen ailelerin yanında olduğunu vurguladı. 2026-2035 yıllarını “Aile ve Nüfus On Yılı” olarak ilan ederek uzun vadeli stratejiler benimseyeceklerini ifade etti. Ancak ailenin değerinin küresel dünyada çeşitli tehditlerle karşı karşıya kaldığını, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin ve tüketim odaklı kültürün aile değerlerini zayıflattığını söyledi.
“AİLE BAĞLARINI YENİDEN GÜÇLENDİRECEK ADIMLARA İHTİYACIMIZ VAR” başlığıyla ailenin geçmişin güvence kaynağı olmasının ötesinde, sağlıklı bir gelecek için güçlü bağlara ihtiyaç olduğuna işaret etti. Aile bağlarını korumak ve güçlendirmek amacıyla uluslararası platformlarda yürütülen yoğun aile diplomasisi çalışmalarını hatırlattı ve BM, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kurumlarda bu yönlü politikaların merkezi olmaya devam edeceğini söyledi. “DİJİTAL DÜNYANIN, ÇOCUKLAR İÇİN GÜVENLİ BİR GELECEK HALİNE GELMESİNİ SAĞLAYABİLİRİZ” başlığıyla dijital dünyada çocuk güvenliğini önceleyen bir yaklaşım geliştirme hedefini paylaştı. Dijital Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin hazırlanış süreci ve amacını özetleyen Göktaş, çocukların dijital ortamlarda güvenli varoluşunu, kişisel verilerin korunmasını ve mahremiyetin güvence altına alınmasını öne çıkardı. Ayrıca çevrim içi şiddet ve istismara karşı etkili koruma mekanizmalarının kurularak, dijital eğitim, kültür ve gelişim fırsatlarının adil dağılımını sağlamayı hedeflediklerini belirtti. Bu çağrıyı, uluslararası paydaşlar, teknoloji şirketleri ve sivil toplum temsilcilerine karşılık gelen geniş bir katılım çağrısı ile güçlendirdi.
Etkinliğe katılan misafir ülkelerin bakanları ve temsilcileriyle son buluşmada bir fotoğraf çekimi gerçekleştirildi. Göktaş, konuşmasını tamamlarlarken, ailesiz bir toplumun güçlü bir geleceğe sahip olamayacağını ve aileden başlayarak küresel dayanışmanın inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.