Birleşmiş Milletler ve Bölgesel Gündem: Türkiye’nin dış politika vizyonu, diplomasi ve güncel perspektiflerle analiz.
Genel Kurul toplantılarına katılacak ülkelerin tamamının temsil edilmesiyle ilgili süreç bu yıl 140’ı aşacak devlet başkanı düzeyinde dev bir katılımı beraberinde getiriyor. İnsan hakları ve insani krizlerin çözümünde güvenlik konseylerinin veto yetkileri nedeniyle dışarıda kalan ülkelerin söz hakkı konusunda, geçmişte dile getirilen eleştiriler bugün de tartışılıyor. Dünya beşten büyüktür söylemiyle sesini duyuran Türkiye, bu dönemde BM reform ihtiyacını yoğun biçimde vurgulayarak uluslararası dayanışmayı güçlendirme çabalarını sürdürmektedir. Bu bağlamda Genel Kurul’un ilk gününde seslendireceğim mesajlarda Gazze’deki insani felaket ve bölgesel istikrar konuları merkezi bir yer tutacak. Türkiye’nin bölgesel kalkınmacı önceliklerine verdiği vurgu sürerken, Suriye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konularındaki hak ve hukukun korunması da gündemde olacaktır.
Türkiye’nin dış politika yaklaşımı, Selçuklu mirasından ilham alan uzun vadeli bir vizyon etrafında şekilleniyor. Bu yönde atılan adımlar tüm dünyaya kapsamlı bir bakışla anlatılacak ve karşılık bekleyen küresel meselelerde işbirliğinin derinleşmesi hedeflenecek.
SAYIN TRUMP’LA BİR GÖRÜŞME PLANININ ARDINDAN NE BEKLENTİLER VAR? Amerika Başkanı ile Gazze odaklı bir bölgesel toplantının satır aralarını birlikte değerlendirmek ve ortak uygulanabilir adımları netleştirmek üzere görüşme programı yapılıyor. NY’deki temaslar sırasında Türk, Amerikan ve soydaş topluluklarıyla kurulan diyaloglar da gündemin önemli parçaları arasında yer alacak. Ayrıca Washington’da yapılacak görüşmede ticaret ve savunma sanayi başta olmak üzere ikili işbirliğinin güçlendirilmesi üzerinde durulacak.
İki devletli çözüm perspektifi ve Filistin meselesi konuları da bu süreçte kritik rol oynayacak. Özellikle BM Genel Kurulu’nda Filistin’in tanınmasıyla ilgili gelişmeler ve bu sürecin iki devletli çözüme ivme kazandırması bekleniyor. Türkiye, Filistin’in yanındadır ve destekten vazgeçmeyecektir.
Bölgesel istikrar ve Suriyeli kardeşler için atılan adımlar sürüyor. Suriye’nin bağımsız ve istikrarlı bir yapıya kavuşması için diyalog ve dayanışmayla ilerleyen bir yol izleniyor. Şara ve Dışişleri Bakanı ile temaslar sürüyor; ABD’de Türk Evi gibi mekanlarda yapılacak görüşmelerle sahadaki işbirliği derinleşecek ve Suriyeli kardeşler için yeni bir süreçte ortak hareket edilmesi hedefleniyor. Suriye’nin güçlenmesi için elimizden gelen tüm diplomatik araçlar kullanılacak.
İddialar ve medya tartışmaları konusunda ise siyasi partilerin söylemlerine dikkat çekiliyor. Özellikle dış politika alanında yapılan spekülasyonlar ve karşı tarafın iddiaları, resmi açıklamalarla netleştirilecek. Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda hareket edildiği ve bu yönde gereken cevapların verileceği vurgulanıyor.
Son olarak, mini bir not: Yıllardır süregelen istikrarlı ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsenirken, toplantılar ve temaslar üzerinden sürdürülen diyaloglar, bölgede barış ve güvenliği güçlendirmeyi amaçlıyor. Her adım, halkların refahı ve barış içinde bir arada yaşaması için atılıyor.