“Öyle geçer zaman ki, bedeli cihan olsa geri gelmez!”
Bir gün olur…
Ne gençliğin aynadaki ışığı kalır,
ne omuzlardaki güç…
Zaman, sessizce akıp giden bir ırmak gibidir;
sen yüzdüğünü sanırsın lakin aslında o seni taşır.
Bir vakit gelir,
hayallerini uğurlarsın rüzgâra…
Bir bakarsın, gençliğin elinde tuttuğu o umut dolu sular,
meğerse beyhude akmış bir nehrin kıyısına dökülmüş.
Zamanı hep gündüz sandın;
oysa akşam da vardı,
gece de…
Ve sen, her gün doğuşunda yeniden başlarken,
her batışta biraz daha eksiliyordun.
İnsan, en çok gençken yanılır.
Kendini sonsuz sanır, yarını garanti…
Oysa hayat bir imtihandır Reis;
her nefes bir hesap, her adım bir izdir.
Güneş bile gururla doğar ama akşam olunca eğilir ufka.
Çünkü bilir; parlamak kadar çekilmeyi de bilmek gerekir.
Bir gün olur…
Sözlerin susar, gözlerin anlatır.
Kalbin, söyleyemediklerinin yüküyle ağırlaşır.
Ve o zaman anlarsın:
Zaman, dostu da düşmanı da sınar.
Gençliğini heba ettiğin sular,
aslında seni olgunluğa yıkayan dalgalarmış.
O yüzden bugün – tam bugün –
bir nefeslik ömrüne şükret.
Bir kalbi kırma, bir sözü esirgeme.
Çünkü güneş olsan da
akşam batıp gideceksin.
Ama geride bıraktığın sıcaklık,
birinin yüreğinde sabah olacaktır.
Rabbim…
Kalbimizi nefisle değil, hikmetle doldur.
Gençliğimizi gafletle değil, gayretle yoğur.
Bize öyle bir ömür nasip et ki;
her batış, bir doğuşa vesile olsun.
Ve biz, bir gün çekilirken bu sahneden,
ardımızda sadece güzel izler bırakalım.
Âmin.