Türkiye sinemasında aile bağları ve liderlik arayışını, Bildiğin Gibi Değil ve Mustafa üzerinden akıcı bir dille keşfeden çarpıcı bir analiz.
İstanbul Film Festivali’nde çok sayıda ödül kazanmış olan “Bildiğin Gibi Değil” bu yıl sinema salonlarında izleyiciyle buluştu. Filmin merkezinde, babalarının vefatının ardından Tokat’ta yeniden bir araya gelen üç kardeş—Tahsin, Yasin ve Remziye—yer alıyor. Her birinin hatırlama biçimi ve hayata bakış açısı farklılık gösteriyor; bu farklar, ortak geçmişin nasıl hatırlandığına dair çarpıcı bir tablo sunuyor. Senaryonun odak noktası, “konuşkan bir anlatım” olarak tanımlanabilecek diyaloglar üzerinden ilerliyor ve bu diyaloglar filmin samimi, doğal atmosferini pekiştiriyor.
Geveze diye damgalanmayacak kadar organik bir akışla ilerleyen hikaye, kardeşler ile babaları arasındaki ilişkilere dair çatışmaları ve uyumu dengeli bir şekilde işliyor. Kasaba veya taşra atmosferinin sıkıntı ve bunaltıya dönüştüğü klişesinin aksine, bu film farklı bir tonla karşımıza çıkıyor; bazen neşeli sohbetler, bazen geçmişin ağırlığı sahnelerin merkezinde oluyor. Her karakterin geçmişi adım adım açılarak aralarındaki bağı güçlendiriyor. Remziye’nin durumundaki değişim, mizah ve dramanın dengeli bir biçimde harmanlandığı sahnelerle filmi zenginleştiriyor; finaldeki çözüm ise filmin genel ruh hâliyle tam bir tezat oluşturuyor ve bütünüyle etkileyici bir kapanış sunuyor.
Oyuncu kadrosu, Alican Yücesoy ve Hazal Türesan’ın enerjisiyle güç kazanırken Serdar Orçin ile seçilmiş ortak çalışma, üç kardeşin dayanışma ve gerilimlerini inandırıcı bir dille aktarıyor. Özellikle Türesan’ın karakterinin içsel çalkantıları, oyunculuğun incelikli duruşuyla dikkat çekiyor.
Mustafa serisinin yeni bölümü olarak vizyona giren diğer filmde ise devam eden perde aralanıyor: Bundan sonra adın Kemal olsun temasıyla ilerleyen bu yapım, Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamının dönüm noktalarını ele alıyor. 25 Ekim 2024’te başlayan serinin ikinci filmi, Selanik’ten Faaliyetlere uzanan eğitim sürecinin ardından günümüze ulaşan üç genç üzerinden ilham ve liderlik temalarını işliyor. Yeni kadrosuyla çekilen bu animasyon, yapay zekâ desteğiyle daha zengin bir teknik altyapıya sahip. Yönetmenliğini Hulusi Orkun Eser’in üstlendiği filmin senaryosu Ali Hakan Kaya ve Sinem Doğangönül tarafından yazıldı.