Biberiye suyunun saç dökülmesi üzerindeki etkisini bilimsel kanıtlar ve güvenli kullanım uyarılarıyla inceliyoruz.

Sosyal medya üzerinde popülerleşen saç bakım karışımları ve özellikle biberiye suyu, birçok kişiyi evde deneme yapmaya yönlendirdi. İnfluencerların övgüleriyle paylaşılan tarifler, saç dökülmesi, matlık ve kuruluk gibi sorunlara karşı hızlı çözümler vadediyor. Ancak uzmanlar bu tür uygulamaların bilimsel olarak güçlü kanıtlar içermediğini ve yanlış kullanımların risk doğurabileceğini vurguluyor.
Profesör Doktor Gülsüm Gençoğlan (Medicana Ataköy Hastanesi) şu noktaları öne sürüyor: biberiye suyunun saç üzerinde mucizevi bir etkisi yoktur. Bitkisel içeriklerde bulunan A ve C vitaminleri işlemler sırasında hızla bozulur; suda bekletme, kaynatma veya yağını çıkarmaya dönük uygulamalar aktif içeriği koruyamaz ve saç köküne ulaşmaları da mümkün değildir. Deriden uygulanan hiçbir ürünün saç köküne ulaşamayacağını belirten uzmanlar, kontrolsüz karışımların alerjik reaksiyonlar, kontakt dermatit veya nadiren bazı pigment değişikliklerine yol açabileceğini ifade ediyor. Temel bakım için ise PH değeri yaklaşık 5.5 olan şampuan, uçlara yönelik krem kullanımı ve yüksek ısılı şekillendiricilerin azaltılması önerilir.
Yanlış ürün kullanımı konusunda şu uyarılar dikkat çekiyor: Biberiye suyu ve benzeri karışımların etkisi bilimsel olarak güçlü kanıtlarla desteklenmiyor; sürülen maddelerin saç köklerine ulaşması imkânsız görünüyor; yanlış ürünler alerji, irritasyon ve saç kaybına yol açabilir; saç dökülmesinin gerçek nedeni mutlaka bir hekim tarafından belirlenmelidir; uygun tedavi ise doğru teşhis ve dermatolog kontrolüyle planlanmalıdır.
Tedavi süreçleri ve zaman yönetimi açısından görüş belirten Prof. Dr. Gonca Gökdemir ise genetik faktörlerin en sık görülen saç dökülmesi nedeni olduğunu söylüyor. Demir eksikliği, tiroid sorunları, stres, kansızlık ve enfeksiyon gibi pek çok tıbbi neden de rol oynayabilir. İnfluencer önerilerine yönelenler, gerçek nedeni gözden kaçırabilir ve tedavi süreci gecikebilir. Bilimsel olarak kanıtlandığı kabul edilen tedaviler sınırlıdır; topikal minoksidil FDA onaylı en yaygın etken maddedir ve bazı durumlarda finasterid gibi ilaçlar da kullanılabilir. Kişiye özel bir plan gerekir. İlk adım olarak doğru tanı konması ve altında yatan sorunun giderilmesi önemlidir. Rastgele ürün kullanımı ise hem işe yaramaz hem de zamandan kaybettirir.