Beslenmede zamanlamanın önemi; gece yemek yemenin 3 temel zararını ve daha sağlıklı alternatifleri öğrenin.
Gece geç saatlerde ağır yemekler tüketmenin uzun vadede sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini uzmanlar vurguluyor. Beslenmenin yalnızca ne yediğimizden değil, ne zaman yediğimizden de büyük ölçüde etkilendiğini belirten Diyet Uzmanı Belinda İrem Ardal, bu alışkanlığın üç temel zararına dikkat çekti.
Birincisi: metabolizma gece saatlerinde doğal olarak yavaşlar, bu nedenle gece alınan kaloriler daha çok yağ olarak depolanabilir ve kilo artışı riskini yükseltebilir.
İkincisi: uykunun kalitesi bozulur. Sindirimi gece aktif tutan yemekler, uyku düzenini bozabilir; özellikle yağlı ve asidik gıdalar mide yanması ve reflü şikâyetlerini artırabilir.
Üçüncüsü: insülin direnci riski artabilir. Gece yeme alışkanlığı hormonal dengeleri etkileyerek insülin seviyelerini yükseltebilir ve uzun vadede metabolik sendrom, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar için riskleri çoğaltabilir.
İlerleyen saatlerde açlık hissiyle karşılaşıldığında doğru gıdaların tüketilmesiyle uyku kalitesi bir miktar desteklenebiliyor. Belinda İrem Ardal, “hafif protein ve kompleks karbonhidrat içeren atıştırmalıklar,” gibi seçeneklerin uykuya geçişi kolaylaştırdığını belirtiyor: örneğin bir bardak süt ya da birkaç ceviz.
İlaçlar veya ‘İLLE DE GECE’ yaklaşımları olanlar için sağlıklı önerilere ihtiyaç duyulduğunda en güvenli yol, yatmadan en az 2-3 saat öncesinde yemeyi sonlandırmaktır. Böylece sindirim sisteminin dinlenmesi sağlanır ve uyku kalitesi artar. Eğer gece açlığı kaçınılmazsa düşük kalorili, protein ve lif açısından zengin atıştırmalıklar tercih edilmelidir; örneğin bir bardak süt veya birkaç ceviz gibi hafif seçenekler hem açlığı bastırır hem de uykuya geçişi kolaylaştırır.
Vücudun 24 saatlik ritmi sağlıklı yaşamın temel taşlarındandır. Diyet Uzmanı Belinda İrem Ardal, yemek saatlerinin biyolojik saatinle uyumlu olması gerektiğini vurguluyor: kahvaltıyı atlamadan güne başlamak, öğle yemeğini düzenli ve dengeli tüketmek ve akşam yemeğini hafif tutmak, bu dengeyi korumanın en etkili yollarından biridir. Ayrıca ana öğünler arasındaki uygun ara öğünlerle açlığı kontrol altında tutmak, aşırı yemeyi engellemeye yardımcı olur.
Doğru zamanlanmış beslenmenin, sadece kilo kontrolünü değil, uyku kalitesini, hormonal dengeyi, bağışıklık sistemini ve enerji üretimini de olumlu yönde etkilediği ifade ediliyor. Bu yaklaşım, vücudun 24 saatlik ritmini bozmadan sağlıklı yaşamı destekler.