Avacık Yaylası mağarasındaki uzun yaşamlı ziyafet: ürünler doğal olgunlukta, serin saklanıyor ve taştan ilham veren lezzetlerle dolu.
Avacık Yaylası’nın kayalıklar arasındaki dar girişli mağarası, yaz boyunca ürünleri doğal bir buzdolabı gibi koruyor. Tulum peyniri, çökelek ve yağlar, ilkbaharın sonunda buraya konulduktan sonra sıcak günlerde serin ortamda olgunlaşıyor.
Girişten içeriye doğru tırmanan dar yol boyunca saklanan bu ürünler, yaklaşık dört ay boyunca mağarada kalıyor; havalar ısındığında köylüler evlerine götürüp kışlık ihtiyaçlarını karşılıyor ve fazla ürünleri satarak ek gelir elde ediyor.
“BUZDolabINDA AYNI TADI BULAMAZSIN” sözleriyle anlatılan bu gelenek, kuşaktan kuşağa aktarılarak sürüyor. Köylü Mehmet Ay, mağaranın yüzyıllardır kullanıldığını ve yüzlerce yıl önce atalarından kalan bir yöntem olduğunu belirtiyor. Ay’a göre mağaranın güvenli ve doğal iklimi, ürünlerin kıvamını ve tadını koruyor; dolapta saklanan ürünler ise donuyor ve tadı bozuluyor.
Yabani hayvanlar için fotokapan kuruldu diyerek sözlerine devam eden Ahmet Selim ise mağaranın üç köyün ortak kullanımı olduğunu vurguluyor. Üreticiler, tulum peyniri, çökelek, yağ ve peynirleri buraya getirip bırakıyor; ürünler dört ay boyunca olgunlaşıyor ve ihtiyaç kadarını alıp geri kalanını satıyorlar.
Mağaranın korunması için yeni tedbirler alınırken, bazı hayvanlara karşı fotokapanlar da devrede.