Atatürk’ün Savarona’ya bağlı olduğu iddia edilen şekerliğin müzayededeki yolculuğu ve tartışmalarını mercek altına alıyor.
Bir internet müzayede platformunda, üzerinde Latince kısaltma GKM olan ve Atatürk’ün Savarona yatına bağlandığı iddia edilen bir şekerlik satışa çıkarıldı. İlanlarda eser metal üzerine gümüş kaplama, yalın işçilikli, yastık tabanlı, konik gövdeli, kıvrık kulplu ve kapaklı olarak tanıtıldı. “Atatürk yadigârı olması nedeniyle koleksiyon değeri taşıdığı” ifadesiyle alıcı bulmaya çalışıldı. Başlangıçta 20 bin TL olarak belirlenen fiyat, gelen teklifler sonucunda 30 bin TL’ye ulaşmış durumda ve müzayedenin sürekliliği 12 Ekim’e kadar sürüyor.
Satışı yapan antika dükkânı ile yapılan görüşmede, “tüm belgelerin eksiksiz olduğunun” belirtildiği kaydedildi. Levant Antika Müzayede tarafından sunulan bu şekerliğin sahibi olarak Kemal Can Süleymaniye’nin Milliyet’e aktardığı bilgiler şu şekilde özetlendi: “Koleksiyoner armatöre ait” Bu tür eşyaların, Atatürk’ün silah arkadaşlarının ailelerinden ya da yakın çevresinden çıkabildiğini belirten Süleymaniye, çoğu zaman bu tür objelerin müzelerde saklama statüsünde olmadığını; daha çok etnografik parçalar olarak değerlendirildiğini vurguladı. Aile içinde veya akrabalar arasında el değiştiren bu parçaların zamanla koleksiyonerlere ulaşabildiğini ifade etti. Eserlerin kime ait olduğunun mutlaka açıklanmasının gerekli olmadığını; birçok durumda sahiplik bilgisi paylaşılmak istenmeyebilir. Bu özel örnekteki şekerliğin de bir koleksiyonör-armatöre ait olduğunu belirten Süleymaniye, sahibinin geçmişte farklı müzayede firmalarından benzer parçaları satın aldığını ve elinde benzer eserler ile potunun da kendisinde bulunduğunu söyledi. Satış amacı olarak ise tepkileri görmek ve bu eserlerin hangi fiyatlara ulaşacağını test etmek amacı gösterildi. Şekerliğin geçmişte başka bir firmanın müzayedesinde bedelini ödeyerek alındığı ve şimdi koleksiyonunun bir bölümünü devrettiği anlatıldı.
Milliyet’e göre Türkiye’de düzenlenen resmi müzayedeler için izlenen prosedür şu şekildedir: Eser yayına çıkmadan önce ilgili firma il kültür müdürlüğüne ve Askerî Müze’ye dilekçe verir; yetkililer eserleri inceleyerek yaklaşık bir saatlik bir değerlendirme yapar ve onay verir. “Satılamaz” yönde tartışmalar da bu bağlamda ele alınırken, Sanat Galerici Yöneticisi Yahşi Baraz’ın hukuki değerlendirmesi şu şekilde özetlendi: “Eğer obje Savarona’nın demirbaşı ise, resmi envanterde kayıtlı ise satışı mümkün değildir; bu durumda satış, çalıntı mal sayılır ve Kültür Bakanlığı’nın kontrolünde olur.” Ayrıca bazı satıcıların Atatürk’e ait olmadığını bilerek “Atatürk yadigârı” gibi söylemlerle pazarlama yapabilecekleri; bu nedenle provenance (köken belgesi) temin edilmesi gerektiğinin altı çizildi. Özel mülkiyet durumunda ise, geminin envanterinde kayıtlı olmaması kaydıyla satış mümkün olabiliyor. Ancak yine de belgelerin tam ve resmi olması şartı var; antika niteliği taşıyan eserler için ilgili müzelere ya da Kültür Bakanlığı’na bildirilmesi ve devletin öncelikli satın alma hakkının bulunması gerektiği vurgulandı. “Savarona’ya bağlı demirbaş olması durumunda satışın mümkün olmadığını” yineleyen görüşler üzerinde duruldu.
Metal üzerine gümüş kaplama, yalın işçilikli, yastık tabanlı, konik gövdeli, kıvrık kulplu ve kapaklı şekerliğin üzerinde de “GKM” Latince “Gazi Mustafa Kemal” insiyali bulunduğu bilgisiyle yer alıyor ve bu durum yasa kapsamında değerlendiriliyor. Yasa ne diyor? 2863 sayılı Kanun’un 23. maddesi, korunması gereken taşınır kültür ve tabiat varlıklarını, millî tarihimizdeki önemi nedeniyle Milletin ve devletin tarihi değer taşıyan belge ve eşyalarını; Mustafa Kemal Atatürk’e ait zati eşyaları, evrak, kitap ve benzeri taşınırları kapsadığını belirtiyor.