Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2026 çalışmalarıyla ilgili öne çıkan değerlendirme ve tartışmalar, etkili karar süreçlerini ve ekonomik etkileri kapsamlı bir şekilde ele alır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıda, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç ilk kez masaya yatırıldı. Toplantıya hükümet kanadının temsilcileri ile işveren tarafını temsil eden TİSK katılırken, işçi tarafını TÜRK-İŞ temsilcileri bugün için toplantıda yer almadı. Görüşmenin ardından TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, basına yaptığı açıklamada, mevcut Komisyon yapısının işçilerin karar süreçlerinde etkili olmasını sağlamadığını vurguladı.
TÜRK-İŞ’in kararında kararlı duruşu: Ağar, 24 Aralık 2024 tarihli bir kararın ardından komisyon çalışmalarına katılmama kararı aldıklarını hatırlattı ve üye sayılarının veya yapısının tartışmaya açık olduğunu ancak asgari ücretin belirlenmesinde esas olanın ekonomik göstergelerin doğrulukla değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Enflasyon verileriyle karşılaştırıldığında 2024 yılında yapılan yüzde 30’luk zam ile gerçek enflasyon arasındaki farkın büyüdüğüne dikkat çekti.
Ekonomik tablo ve öneriler: Ağar, Türkiye ekonomisinin büyümesine ve milli hasıla artışına rağmen bu verginin çalışanlar ve emekliler için yeterli hazineye dönüşmediğini söyledi. Ayrıca geçen yıl kaydedilen yüzde 14,38’lik enflasyon farkının telafi edilmesi gerektiğini vurgulayarak, gıda, ulaşım, kira, eğitim ve faturalar gibi gider kalemlerindeki artışların da hesaba katılması gerektiğini belirtti.
İnsani bir gelir düzeyinin sağlanması devletin temel sorumluluğu olarak nitelendirdiği hedefler kapsamında Ağar, asgari ücretin yalnızca temel ihtiyaçları karşılayacak bir düzeye çıkmasıyla sınırlı kalmaması gerektiğini, çalışanların yaşam kalitesini yükseltecek ek bir artışın da gerekli olduğunu sözlerine ekledi.
Ekonomi uzmanı yorumları ve sürece ilişkin bakış açısı: CNN Türk canlı yayınına katılan ekonomist Muhammet Bayram, işçi tarafının masaya oturmayacağını ifade eden açıklamalarda bulundu. Bayram, devletin arabulucu rolünde olduğunu ve işçi ile işveren taraflarının birlikte karar vereceklerini belirtti. Ayrıca TÜRK-İŞ’in geçmişteki kararlarına dayanarak, mevcut süreçte enflasyona karşı çalışanların korunmasının önemine vurgu yaptı.
Haberin devamında, tarafların gelecekteki adımları ve olası ücret ayarlamaları için diyalog kanallarını açık tutma çağrıları yer aldı. Bu çerçevede, asgari ücretin belirlenmesi sürecinin sadece rakamlarla değil, yaşam maliyetleri ve sosyal adalet ilkesiyle de şekilleneceği belirtildi.