Arapsuyu davası sonrası kadastro mirasçıları arasındaki tapu ve doğal sit tartışmasına dair güncel analiz ve çözüm önerileri.
Orman Bölge Müdürlüğü ile mirasçılar arasında, Konyaaltı’nda Arapsuyu bölgesine yayılan tapu tescil davaları uzun bir geçmişe sahip. 1970 yılından itibaren kadastro çalışmaları sırasında belirlenen orman tahdit sınırları, bölgedeki yüzlerce mirasçı ve yaklaşık 50 farklı parsele ilişkin davaların temelini oluşturdu. Yargıtay’ın 1989’daki birleştirme kararıyla süreç daha da birleşmiş ve bugün yaklaşık 5 milyar dolarlık değere sahip 4 bin dönümlük bir alana odaklanan dosyada, süreç hâlâ sürüyor.
Avukat Ali Karaca, dava sürecinin başlangıcını şu sözlerle özetliyor: Bölge sahil yolundan Arapsuyu Mahallesi’nin belirli bölgelerine uzanan ve Uncalı Mahallesi’ne kadar devam eden süreç, 1970 yılından beri devam eden bir davayı işaret ediyor. İlk davaların küçücük bir zaman diliminde başladığını belirten Karaca, kadastro çalışmasıyla sınırların netleşmesiyle 55 yıllık büyük davanın yükseldiğini ifade ediyor. Bu sınırların içindeki taşınmazlarda görülen davalar, Yargıtay tarafından tek bir çatı altında toplanarak, yaklaşık 50 kadastro parselinden bahsedildiğini belirtiyor.
İlk Davalar ve Keşif Süreci Mirasçıların ve Orman İdaresi ile olan ilişkileri 1989 yılında Yargıtay tarafından birleştirilmiş. Antalya Kadastro Mahkemesi, büyük çaba sarf ederek konuyu çözmeye çalışsa da parsellerin çokluğu ve taraf sayısının fazlalığı nedeniyle anlaşmaya varmak güçleşiyor. Geçen yaz mahkeme tarafından gerçekleştirilen keşif yaklaşık dört gün sürmüş ve sonucunun netleşmesi için sürecin ilerlemesi bekleniyor. Bu durum, yeni mirasçıların doğmasıyla birlikte sürecin yavaşlamasına yol açıyor.
Çevresel ve Sit Kararı Davalı alanın; Konyaaltı Belediyesi sahil yolunun geniş bir bölümünü kapsadığına dikkat çekiliyor. Taşınmazlar üzerinde geçmişte sit kararları konulmuş olsa da kalan alanlar yıllar içinde ağaçlık ve çalılıklarla dolu. Yakın zamanda Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın çalışmasıyla bazı bölgeler için SİT kararları alınmış durumda. Bu nedenle vatandaşlar tapularını elde etmekte zorlanıyor ve dosya, sit kararı ile birlikte daha da karmaşık bir hal alıyor.
Yaklaşık 20 Yılı Aşan Takip Karaca, bu uzun süren davanın yakından takipçisi olduğunu ve bugün bile pek çok mirasçı ve mirasçı mirasçısının dosyada yer aldığını belirtiyor. Bölgenin Konyaaltı sınırları içinde yüksek değer taşıyan bir alan olduğuna vurgu yapan Karaca, turizm ve kentleşmenin yoğun olduğu bu bölgenin mevcut durumda ciddi bir boşluk oluşturduğunu ifade ediyor. İlgili Taraflar İçin Hak Kaybı Endişesi ve dosyaya yansıyan belirsizlikler, taraflar arasında hızlı bir çözüm bulunmasını zorlaştırıyor.
Doğal Sit Kararı Bakanlık tarafından, davaya konu ormanlık alanları kapsayan bölgelerin büyük kısmı için 3 Haziran 2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Doğal Sit-Area olarak tescil edildi. Böylece dosya içerisinde yer alan taşınmazlar için ek kısıtlar ve kullanıma ilişkin yeni düzenlemeler gündeme geldi.