Antalya’da DNA şoku: kuzen-babalık iddiası ve boşanan ailenin çocuklarıyla ilgili davaların ayrıntıları.
Kepez’de yaşayan Hüseyin A., 2007 yılında evlendiği Ş.T. ile üç çocuk sahibi olduktan sonra 2023 yılında anlaşmalı şekilde boşandı. Boşanmanın hemen ardından gelen bir telefonla yaşamı tamamen değişti: Eşinin kuzeniyle ilişki yaşadığı ve çocuklar için DNA testi yaptırması gerektiği bilgisinin duyulmasıyla harekete geçti. Antalya 13’üncü Aile Mahkemesi’ne başvurarak babalık davasını açtı.
DNA sonuçları kısa süre içinde netlik kazandı: Oğlu E.A.’nın %99,99 olasılıkla Hüseyin A.’nın biyolojik çocuğu olduğu ortaya çıktı; kızları H.A. ve E.A. için ise biyolojik bağ reddedildi. Mahkeme, bu iki kız çocuğunun soy bağını onaylamadı.
Kuzene dair yeni gelişme sürecin ilerleyen aşamalarında eski eş Ş.T., kuzeyi hakkında ikinci kez babalık davası açtı ve Ağustos ayında vefat etti. Yapılan yeni DNA testleri, M.K.’nin iki kız çocuğunun yaklaşık %99,9 oranında biyolojik babası olduğuna işaret etti.
Yaşananlar ve ailenin durumu Hüseyin A., 2007 yılında evlendiği Ş.T. ile 2009’da bir oğul sahibi olduklarını, ardından kızların dünyaya geldiğini belirtiyor. “Kızlar benim olmadıkları için öz kuzenimle yıllarca dostane bir hayat sürdüler; benim evimde yaşadılar. Sonradan öğrendim ki, kuzen bu çocuklarda etkili bir rol oynamış,” diyor.
İstikrarlı sürecin zorlukları Hüseyin A., yaşadığı süreci şu sözlerle özetliyor: “Dost hayatı içinde 2 kız çocuk dünyaya geldi. Eşimin ölümüyle birlikte şimdiye kadar süren bu durumun ardında yatan gerçekleri öğrenmek zorunda kaldım. Çocuklar şu anda babalarından bağımsız olduklarını düşünüyor; mahkeme kayyım atayabilir.”
Gelişmeler ve mahkeme süreci davamın devam ettiğini söyleyen Hüseyin A., şu an çocukların kendisiyle iletişim kurmadığını ve sadece kardeşleriyle olan bağın sürdüğünü belirtiyor. Mahkeme, yeni DNA sonuçlarının sonucuna göre duruşmayı 3 Aralık’ta görülecek. Ayrıca, eski eşinin mal varlığı üzerindeki devrin tasfiye süreci de hukuki olarak sürdürülüyor.
Yaşananlar karşısında Hüseyin A., “Çocuklar ortada kaldılar; bu durum onların geleceğini de etkiliyor. Yetkililere çağrıda bulunmak istiyorum; adaletin bu süreçte yerine getirilmesini talep ediyorum.” diyor.