Antalya Çalıştayı’nda falezler ve su yönetimi üzerine derinlemesine tartışmalar yapıldı. Doğal güzellikler ve sürdürülebilirlik konuları masaya yatırıldı.
Antalya Kent Konseyi’nin öncülüğünde, kentteki çeşitli paydaşların işbirliğiyle hazırlanan ve geçtiğimiz mart ayında resmi olarak faaliyete geçen 21. Yüzyılda Antalya Çalıştayı, özellikle “Kentsel Su Yönetimi ve Sürdürülebilirlik” temasıyla yoğun ilgi gördü. Bu önemli etkinlik, Antalya’nın sürdürülebilir gelişimi ve doğal yapısının korunması adına önemli bir platform oluşturdu.
Çalıştayın öğleden sonraki oturumlarından birinde, Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Nihat Dipova, özellikle kent sınırları içerisinde yer alan falezlerin korunması ve stabilitesi üzerine kapsamlı bir sunum yaptı. Falezlerin doğal oluşum süreçleri ve insan faaliyetlerinin bu yapılar üzerindeki etkileri detaylıca ele alındı.
Prof. Dr. Dipova, Muratpaşa ilçesi sınırları içinde bulunan falezler üzerinde artan yapılaşmanın ciddi riskler oluşturduğuna vurgu yaptı. Özellikle, iki 5 yıldızlı otel tarafından falezlere tünel kazılarak sahile ulaşım sağlandığını belirtti. Bu tünellerin, otel ve seyahat acenteleri tarafından tanıtımlarında sıkça kullanıldığını ve çeşitli videolarla paylaşılmakta olduğunu ekledi.
Falezlerdeki önemli stabilite sorunlarına dikkat çeken Dipova, “Kaymalar ve göçmeler sıkça yaşanıyor. Bu yapıların insanlar ve altyapı üzerindeki olası etkilerini yakından izliyoruz” dedi. Ayrıca, bu yapıların stabilitesinin, özellikle tünel ve asansörlerin güvenliği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Gelecek hafta yapılacak ek toplantılarda, mühendislik perspektifinden detaylı analizlerin devam edeceğini belirtti.
Falezlerin büyük bölümünün “Birinci Derece Sit Alanı” veya yeni düzenlemeyle “Kesin Korunacak Hassas Alan” statüsünde olduğunu anlatan Dipova, bazı bölgelerin bu statüden muaf tutulduğunu ve 2004 yazında müzenin önündeki bölgenin sit alanı statüsünden çıkarıldığını hatırlattı. Doğal yapıya zarar vermeden, stabilite sorunlarını çözmenin insan kullanımıyla mümkün olacağını vurguladı.
İnsanların falezleri nasıl kullanması gerektiği konusunu tartışırken, “Her türlü kullanımda doğal yapıya zarar vermemek temel önceliğimiz olmalı” diyen Dipova, “Falezler üzerinden denize ulaşım için kullanılan asansörler ve tünellerin, doğal yapıya olumsuz etkileri olup olmadığını değerlendirmek önemli” şeklinde konuştu. Ayrıca, bu yapıların turizm ve yerel halkın ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenlenmesi gerektiği üzerinde durdu.
Mevcut tünellerin kaçak mı yoksa yasal mı olduğu konusunda kesin bilgi bulunmadığını belirten Dipova, ilgili kurumların konu hakkında detaylı bilgiye sahip olabileceğini söyledi. “Doğal süreçlerin engellenmesi ve yapıların görünümüne olası zararlar, değerlendirilmesi gereken önemli konular” diye ekledi. Antalya’nın Konyaaltı plajı ve falezleri, bölgenin en değerli doğal ve kültürel varlıkları arasında yer alıyor ve bu değerlere zarar vermek istenmiyor.
Seyahat acentelerinin internet sitelerinde, falezlere açılan tünellerle ilgili çeşitli fotoğraf ve videolar paylaşıldığını söyleyen Dipova, Endonezya’dan gelen bir turistin paylaştığı “Gizli tüneller harika, kısa süreli ve unutulmaz bir deneyimdi” şeklinde yorumunu aktardı. Aynı zamanda, İngiliz YouTuber’ların Antalya tatil videolarında bu tünel ve geçiş noktalarının sıkça kullanıldığını belirtti.