Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan CHP Kurultayıyla ilgili yeni gelişmeler ve detaylar. Son dakika haberleri için hemen tıklayın.
Kasım 2023’te gerçekleştirilen Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38’inci Olağan Kurultayı’nda usulsüzlük iddialarına ilişkin olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Şubat 2025 tarihinde detaylı bir soruşturma başlattı. Bu kapsamda hazırlanan iddianame, mahkeme tarafından kabul edilerek yargı süreci resmen başladı. İddianamede, olayla ilgili olarak CHP kurultayında usulsüzlük yapıldığına dair ciddi suçlamalar yer aldı.
İddianamede, tutuklu ve milletvekili olarak görev yapan Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik gibi önde gelen isimlerin yanı sıra, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mağdur, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise şikayetçi olarak tanımlandı. Ayrıca, iddianamede 12 şüpheli hakkında, usulsüzlük ve rüşvet suçlamalarıyla alakalı detaylar da yer aldı.
İddianame, Ankara 26’ncı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar hakkında, ‘Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet suçundan 3 yıla kadar hapis cezası ve bu cezalar süresince siyasi yasaklanma talebinde bulunuldu. Mahkeme, 5 Haziran tarihinde, söz konusu iddianameyi ‘Rüşvet’ suçunu oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararıyla ağır ceza mahkemesine göndermiştir. Bu karar, olayların niteliği ve sanıkların pozisyonları göz önüne alınarak alındı.
Başsavcılık, 13 Haziran 2025 tarihli yaptığı itiraz dilekçesinde, mahkemenin verdiği görevsizlik kararını hukuka aykırı buldu. Dilekçede, özellikle Erkan Aydın’ın milletvekili olarak görev yaptığı dönemdeki suç tarihleriyle ilgili detaylara vurgu yapılarak, olayların genel yargı yetkisine tabi olduğu belirtildi. Bu kapsamda, yargılamanın Asliye Ceza Mahkemesi yerine daha yetkin bir mahkemeye yapılması gerektiği ifade edildi.
İtiraz dilekçesinde, sanıkların Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesine göre yargılanmasının uygun olmadığı ileri sürüldü. Ayrıca, parti delegelerinin kamu görevlisi statüsünde olmadığı ve menfaat sağlama iddialarının yasal unsurları taşımadığı vurgulandı. İddianamede, belediye veya bağlı iştiraklerde görevli kamu görevlilerinin eylemlerine dair herhangi bir anlatımın bulunmadığı da açıklandı.
Dilekçede, kamu davası açma zorunluluğu ve ‘davasız yargılama olmaz’ ilkesi hatırlatılarak, bu iddialarla ilgili yeni suç duyurularında bulunulabileceği ve ayrı bir soruşturmanın yürütülebileceği belirtildi. Başsavcılık, tüm dosyayı dikkatli bir şekilde değerlendirdikten sonra, görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, bu kararı itiraz ederek kaldırılmasını talep etti.