DOLAR
42,2432
EURO
48,9305
ALTIN
5.601,72
BIST
10.667,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Perşembe Parçalı Bulutlu
16°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
16°C
Pazar Çok Bulutlu
16°C

Anayasa Mahkemesi Kararının İncelenmesi: Yetki ve Delil Değerlendirmesinde Tartışmalar

Anayasa Mahkemesi kararını inceleyen bu içerikte yetki ve delil değerlendirmesindeki tartışmaları akıcı bir dille özetleyen analiz.

Anayasa Mahkemesi Kararının İncelenmesi: Yetki ve Delil Değerlendirmesinde Tartışmalar
06.11.2025 22:51
A+
A-

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin Kahraman hakkındaki ihlal ve yeniden yargılama kararını ilgili kapsamda tamamladı. Mahkeme, bireysel başvuruda olağan kanun yollarında incelenmesi gereken konuların AYM tarafından denetlenemeyeceğini ve bu mahkemenin temyiz ya da istinaf makamı olmadığını vurguladı. Kararda, Yargıtay’ın mahkumiyet hükmünü onama gerekçesinde, başvurucunun savunma yapma imkanından yoksun bırakıldığı iddiaları ele alınırken, bu delillerin ilk derece aşamasında dosyada bulunduğu ve başvurucu ile müdafiinin erişimine açık olduğu belirtildi.

Başvurucu ve müdafinin erişim ve itiraz imkanına sahip olduğuna dikkat çekilerek, Yargıtay aşamasında ortaya çıkan ve sadece bu aşamada kabul edilen delillerin onama kararının gerekçesine ek gerekçe olarak konulmasının, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerini ihlal etmediği ifade edildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararlarıyla, iletişimin dinlenmesine ilişkin kayıtların, başvurucuya ilişkin diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, eylemin başlı başına Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunu oluşturduğuna işaret edildi. Ancak başvurucuya yönelik hükmün hangi suç türünden verildiği tartışmalı kaldı; ihanetin temel delili olarak sadece o kaydın gösterilmesi bu nedenle yeterli görülmediği belirtildi.

Kararda, mahkemelerin delilleri değerlendirme ve hukuk kurallarını yorumlama süreçlerinde bariz takdir hatası ya da keyfi yaklaşım gibi bir hususun bulunmadığı vurgulandı. Ayrıca “ANAYASA MAHKEMESİ ‘SÜPER TEMYİİZ’ DEĞİLDİR” ifadesiyle, AYM’nin kararlarının temyiz yetkisi olarak görülmemesi gerektiği gerektiğine dikkat çekildi. Kararda şu hususlar öne çıktı: belirli bir davaya ilişkin delillerin değerlendirilmesi ve uygulanması, esas olarak ilk derece mahkemelerinin görevidir; AYM’nin görevi ise bu kararların hukuka uygunluğunu denetlemektir; bireysel başvuru incelemesinde kanun yollarında incelenmesi gereken konular ele alınamaz.

AYM’nin yetki gasbında bulunduğu savı başlık altında, Anayasa Mahkemesi’nin somut olayda bireysel başvuru incelemesini temyiz veya istinaf aşamasında olduğu gibi kullanması eleştirildi. Kararda, Anayasa’nın 148. maddesi ve 6216 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine atıfla, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususların bireysel başvuru kapsamında incelenemeyeceği ifade edildi. Bu çerçevede karar, AYM’nin bu tür yetkilerini aşmasıyla ilgili bir eleştiriye dayalı olarak sunuldu.

Sonuç olarak, Tayfun Kahraman ile ilgili infazın durdurulması, tahliyesi ve yeniden yargılama taleplerinin reddine dair karar açıklandı. Kararda, mahkeme süreçlerinde delillerin nasıl değerlendirildiğine ve hangi gerekçelerin öne çıkarıldığına dair kaygıların, mevcut gerekçelerle aşılabileceği kaydedildi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.