DOLAR
39,6706
EURO
45,7795
ALTIN
4.297,56
BIST
9.203,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
27°C
İstanbul
27°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Açık
26°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
28°C
Salı Parçalı Bulutlu
31°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
31°C

Almanya’dan Kenya’ya Uzanan Organ Kaçakçılığı Hikayesi

Almanya’dan Kenya’ya uzanan organ kaçakçılığı hikayesini keşfedin. Bu karanlık suçun detayları ve etkileri hakkında bilinmeyenleri öğrenin.

Almanya’dan Kenya’ya Uzanan Organ Kaçakçılığı Hikayesi
14.06.2025 13:25
A+
A-

Giriş: Yaşam Mücadelesi ve Umutlar

Almanya’da yaşayan Sabine Fischer-Kugler, hayatı boyunca çeşitli sağlık sorunlarıyla boğuşmuş ve yaşamını sürdürebilmek için bir böbreğe ihtiyaç duyuyordu. Doktorlar uygun bir donör bulduktan sonra genç kadını ameliyat ederek sağlığına kavuşmasını sağladılar. Ancak, bu onun son ameliyatı olmayacaktı; zira zamanla sağlık sorunları yeniden ortaya çıktı ve bu kez daha büyük bir mücadele başlamıştı.

Çok sayıda insanın beklediği nakil listesinde adı geçen Fischer-Kugler, bu süreçte ciddi bir umutsuzluk ve kararsızlık içindeydi. Uzun süreli bekleyişin sonunda, Almanya sınırlarını aşarak Kenya’daki karmaşık ve karanlık bir organ pazarıyla tanıştı. Bu, onun yaşam sevincini yeniden alevlendirecek yeni bir kapı açmıştı.

Organ Satın Alma Arayışı ve Medlead Şirketi

İnternette yaptığı araştırmalar sonucu, organ satın alma konusunda çeşitli yolları keşfetti. Özellikle Medlead isimli şirketin web sitesi, oldukça profesyonel ve ikna edici görünüyordu. Sitenin sloganları ve görselleri, 4 ila 6 hafta içinde yeni bir böbreğe kavuşmanın mümkün olduğunu iddia ediyordu. Ancak, bu sitenin ardında yatan gerçekler çok farklıydı; çünkü Medlead, organ kaçakçılığı ve kara para aklama suçlamalarıyla anılan Robert Shpolansky gibi karanlık figürlerin kontrolü altında faaliyet gösteriyordu.

Medlead ile iletişim kurmak çok basitti; yalnızca WhatsApp üzerinden yapılan görüşmeler, istenilen organın temin edilmesini sağlıyordu. Sabine Fischer-Kugler, iletişim formunu doldurduktan sonra kısa sürede Alexander adlı bir temsilciyle tanıştı. Alexander, her türlü detaylı bilgi ve paket teklifleriyle, uçuş, otel ve hastane hizmetlerini içeren organize planlar sundu. Ayrıca, ilk nakil başarısız olursa ikinci bir böbreğin de gönderileceği garantisi verilmişti.

Organ Satın Alma Süreci ve İkna Edici Hikayeler

Kim olduğunu bilmediği kişilerle iletişime geçen Fischer-Kugler, kendisini adeta bir ürün satın alıyormuş gibi hissetti. Endişeleri devam etse de, Alexander’ın Kenya’daki hastalarla yaptığı görüşmeler ve paylaştığı başarı hikayeleri onu ikna etmeye yetti. Ayrıca, ödemenin bağışçıya değil, sadece aracılık yapan şirkete yapılıyor olması, güven duygusunu artırmıştı. Ancak, Alman organ yasa maddeleri ve uluslararası hukuk bu tür organ ticaretini ciddi şekilde yasaklıyordu; bu nedenle Fischer-Kugler, şirketin Polonya adresine yaptığı araştırmayı aklında tutmadı.

Gerçekler ise çok farklıydı; şirketin kurucularından biri olan Robert Shpolansky’nin, uzun yıllar organ kaçakçılığı suçlamasıyla yargılanmış biri olduğu ortaya çıktı. Yine de, Fischer-Kugler bu tehlikeyi görmezden gelerek, Kenya’ya gidip organını sattı ve cebine doldurduğu para ile ülkesine döndü. Kendisinin ve satıcı kişinin kim olduğu hakkında hiçbir bilgi bulunmuyordu; bu, sistemin en katı kurallarından biriydi: Bilgi olmadan vicdan rahatlığıyla hareket edilebiliyordu.

Organ Naklinin Ardındaki Gerçekler ve Sonuçlar

Nakil sonrası, eski sağlığına kavuşan Fischer-Kugler, bu olayın medyanın dikkatini çekmesinin ardından, Alman kamu yayın kuruluşları ZDF ve Deutsche Welle, konuyu detaylıca araştırmaya başladı. Bu araştırmalar, Kenya’daki Eldoret kentinde, uluslararası suç ağlarının işlettiği kliniklere kadar uzandı. Yapılan incelemeler, burada gerçekleştirilen organ nakillerinin ne kadar riskli ve etik dışı olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, kayıtlı adresler ve iletişim bilgilerinin çoğunlukla sahte olduğu, organların ise ciddi sağlık riskleri taşıdığı belirlendi.

İlginç şekilde, bu organlar internet üzerinde açıkça satışa çıkarılmakta ve yoksul ülkelerden gelen kişilerin organları, birkaç bin euro karşılığında satılabiliyordu. Bu durum, uluslararası düzeyde büyük bir skandal haline geldi ve birçok ülkenin yetkilileri bu kara operasyonları durdurmak için çaba sarf etti. Ancak, Kenya hükümetinin konuyla ilgilenmekte isteksiz olması ve bazı politikacıların bu suç ağlarına dolaylı destek verdiği iddiaları, sorunun çözümünü zorlaştırıyordu.

Uluslararası ve Ulusal Mücadeleler ve Son Durum

Yapılan uluslararası baskı ve araştırmalar sonucunda, Kenya’da faaliyet gösteren kliniklere yönelik denetimler artırıldı. Ancak, resmi raporlar ve soruşturmalar “kanıt yetersizliği” nedeniyle sonuçsuz kaldı. Buna rağmen, uluslararası sağlık kuruluşları ve organ nakli alanında faaliyet gösteren dernekler, etik kurallar ve uluslararası anlaşmalara uyulması konusunda ciddi çağrılar yaptı. Kenya’daki politikacıların ve bazı yetkililerin, bu yasa dışı faaliyetleri gizlemekte ve desteklemekle suçlandığı iddialar gündemi meşgul etmeye devam etti.

Sonuç olarak, bu karmaşık ve karanlık ağ, dünya genelinde organ kaçakçılığı ve etik dışı uygulamaların ne kadar ciddi boyutlara ulaşabileceğinin bir göstergesi olmaya devam ediyor. Sabine Fischer-Kugler’in hikayesi ise, bu karanlık dünyayı ve insanlık suçlarını gözler önüne seren çarpıcı bir örnektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.