DOLAR
40,9927
EURO
48,0367
ALTIN
4.439,22
BIST
11.494,95
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
28°C
İstanbul
28°C
Parçalı Bulutlu
Salı Parçalı Bulutlu
27°C
Çarşamba Az Bulutlu
27°C
Perşembe Açık
28°C
Cuma Açık
30°C

Ahşap Sanatında Gelenekten Gelen Çıraklık: Hüdaverdi Şentürk’in Anlatısı

Ahşap sanatı gelenek ve çıraklığın çıktığı kökleri Hüdaverdi Şentürk’ün anlatısıyla keşfedin; ustalığın izinden, tarih ve zanaat birleşiyor.

Ahşap Sanatında Gelenekten Gelen Çıraklık: Hüdaverdi Şentürk’in Anlatısı
25.08.2025 14:00
A+
A-

1949 yılında açılan marangoz atölyesini 1972 yılında devralan ve o günden beri mesleğine adanmış bir hayat sürdüren Hüdaverdi Şentürk, çıraklık sisteminin yok oluşunun eşiğinde olduğunu vurguluyor. Yıllarını ahşaba adamış biri olarak, mesleğin genç nesillere aktarılamaması karşısında hem üzüntü hem de endişe duyduğunu belirtiyor.

Eskiden ailelerin çocuklarını gönül rahatlığıyla sanayiye yönlendirdiğini; bugün ise bu anlayışın değiştiğini anlatan Şentürk, 4+4+4 kesintisiz eğitim sisteminin sanayilere çırak bulma konusunda zorluklar yarattığını vurguluyor. “Eskiden çocuk okumuyorsa ailesi bir ustaya verir, şimdi diploma peşinde koşanlar işsizliğe sürükleniyor” diye konuşurken, işin yoğun olduğu sanayinin şimdi bomboş kaldığını dile getiriyor.

“BU MESLEKTEN BAŞKA BİR İŞLE UĞRAŞMADIM” diyerek mesleğe olan bağlılığını dile getiren Şentürk, 75 yaşına rağmen iş yerine olan bağlılığını ve bu mesleğin onun için bir babadan miras kaldığını ifade ediyor. 1949’da kurulan atölyenin hâlâ faaliyette olduğunu ve kendisinin doğduğundan beri bu marangozluğun içinde olduğunu belirtiyor. 1972’de babasından işi devralıp oğullarına devrettiğini söyleyen Şentürk, şu anda Datça’da mobilya üzerine çalışan ocaklarla mesleğin varlığını sürdürdüklerini ekliyor. Gün boyunca Efeler’den buraya gelip giderek çalışmaktan ve mesleğini sürdürmekten memnun olduğunu ifade ediyor; çalışmadığında kendini boşlukta hisseden biri olduğunu, sevdiği işin ona her zaman güç verdiğini ifade ediyor.

“ETİ SENİN KEMİĞİ BENİM” DÖNEMİ BİTTİ başlığıyla devam eden açıklamasında, Şentürk 4+4+4 sistemiyle birlikte sanayilerin nasıl bomboş kaldığını hatırlatıyor. Ailelerin çocuklarını şu an ustalara teslim etmediğini ve ‘eti senin, kemiği benim’ dönemin bittiğini belirtiyor. O çağda tüm sorumluluğun ustalarda olduğunu hatırlatan Şentürk, bugün ise ailenin çocuklarının hangi saatte evde olması gerektiğini konuştuğunu ifade ediyor. Çırak kaybının temel nedenlerinden biri olarak bu yeni eğitim sistemini işaret ediyor.

“YABANCILAR ÇALIŞIYOR, BİZİMKİLER PAZARLIK YAPIYOR” diyen Şentürk, gençlerin artık iş beğenmediğini gözlemliyor. Yabancı uyruklu gençlerin daha kolay çalıştığını, kendi yerli çocuklarımızı ise çalıştırmakta zorlandıklarını anlatıyor. Ailelerin aylık, haftalık ve günlük ücretleri öncelediğini ve yapılan işe bakmaksızın çoğu kez problem çıkardıklarını belirtiyor. Her geçen gün çıraklığın ve ahiliğin yok oluşuna işaret ediyor ve gençlerin çalışma kültürünün zayıfladığına dikkat çekiyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.