Adana Seyhan Barajı ve Çakıt Nehri Köprüsü’nün kuraklık sonrası yeniden doğuşunu, tarihi dokusu ve görsel güzelliğiyle keşfedin.

1956 yılında, 850 bin dönüm araziyi sulamak ve Adana şehir merkezini Seyhan Nehri’nin taşkın tehlikesinden korumak amacıyla inşa edilen Seyhan Barajı, yapımında Süleyman Demirel’in önemli rolü ve mühendislik yaklaşımıyla hayata geçirildi. Baraj tamamlandığında, Adana ile Karaisalı arasındaki yol üzerinden var olan köprü, baraj gölünün karşı kıyıda kalmasıyla ulaşımı engelledi. Özellikle Çukurova’nın Salbaş Mahallesi ile Karaisalı arasındaki geçiş, baraj nedeniyle sular altında kaldı ve köprü yeniden kullanıma açılana kadar yetkisiz kaldı.
Çakıt Nehri kıyısında bulunan köyler, barajın etkisiyle suların baskını altında kaldı ve bu durum bölgedeki yaşamı etkiledi. Zamanla su seviyesi düştükçe, kuraklık dönemlerinde köprü tekrar görülebilir hâle geldi ve yerel halk için adeta bir sarkıt gibi kendini hatırlattı. Köprü, baraj öncesinde Karaisalı’ya giden yolun merkezi geçiş noktası olarak biliniyordu ve güncel olarak kuraklık dönemlerinde yüzeye çıkmasıyla yeniden gündeme geldi.
Kuraklık olmamış olsaydı köprü ne yazık ki göremeyecektik diyen yamaç paraşütü pilotu Kerem Köksal (36), bölgenin suyla olan dinamik değişimini paylaştı. Köksal, baraj inşasıyla birlikte köprünün sular altında kaldığını ve yıllar içinde nehir yatağının taşıdığı alüvyonlar nedeniyle köprünün örtüldüğünü belirtti. Ancak kuraklık ile su seviyesi düştüğünde, köprü yeniden yüzeye çıktı ve bölgede yaşayanlar için eskiden buradan Karaisalı’ya ulaşımın mümkün olduğunu hatırlattı. “Suyumuz azalıyor, ekinlerimiz azalıyor, üretimimiz azalıyor. Artık yürüyerek bile köprüyü görebiliyoruz,” diye ekledi.