Amerika Birleşik Devletleri, İran’ın balistik füze programına destek sağladığı gerekçesiyle İran ve Çin merkezli altı kişi ve altı kuruluşa yeni yaptırımlar uyguladı. ABD Hazine Bakanlığı tarafından 29 Nisan 2025’te duyurulan bu yaptırımlar, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC) füze geliştirme faaliyetlerine katkıda bulunan bir tedarik ağına yönelik olarak gerçekleştirildi.
Yaptırımların Kapsamı
Yaptırımlar kapsamında, Çin’de faaliyet gösteren beş şirket ve İran merkezli bir firma ile bu kuruluşlarla bağlantılı altı kişi hedef alındı. Bu ağın, Çin’den İran’a sodyum perklorat ve dioctyl sebacate gibi balistik füze yakıtlarında kullanılan kimyasalların tedarikini sağladığı belirtildi.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, İran’ın füze programının hem ABD’nin hem de bölgesel güvenliğin altını oyduğunu ve küresel silahların yayılmasını önleme anlaşmalarını ihlal ettiğini vurguladı.
“Maksimum Baskı” Politikası ve Diplomatik Gerginlik
Bu yaptırımlar, Başkan Donald Trump yönetiminin İran’a yönelik “maksimum baskı” kampanyasının bir parçası olarak uygulanıyor. Trump yönetimi, İran’ın nükleer programı ve balistik füze geliştirme faaliyetlerini sınırlamak amacıyla daha önce de benzer yaptırımlar uygulamıştı.
Çin ise ABD’nin bu tek taraflı yaptırımlarını “yasadışı” olarak nitelendirerek eleştiriyor. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İran’ın barışçıl nükleer enerji kullanım hakkını desteklediklerini ve ABD’nin yaptırımlarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Sonuç ve Beklentiler
ABD’nin İran ve Çin merkezli kişi ve kuruluşlara yönelik bu yeni yaptırımları, İran’ın balistik füze programını sınırlamayı ve bölgesel güvenliği sağlamayı hedefliyor. Ancak, Çin’in bu yaptırımlara karşı çıkması ve İran’ın nükleer programına verdiği destek, uluslararası diplomatik ilişkilerde yeni gerginliklere yol açabilir.
Gelişmeler, İran’ın nükleer programı ve bölgesel güvenlik konularında uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ediyor.