ABD Dolar Endeksi’nde sert düşüş ve politik belirsizliklerin etkisi, ekonomik piyasaları nasıl şekillendiriyor? Güncel analizler ve detaylar için tıklayın.
ABD dolarının, diğer önemli para birimleri karşısında değerini ölçen dolar endeksinde yaşanan sert düşüşler, küresel piyasalarda yoğun bir şekilde takip ediliyor. Dolar, avro, İsviçre frangı, Japon yeni, Kanada doları, İngiliz sterlini ve İsveç kronu gibi para birimleri karşısında ciddi değer kayıpları yaşadı. Bu gelişmeler, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın Fed Başkanı adaylığı konusunda gösterdiği endişeler ve Federal Rezerv’in yıl sonunda 3 faiz indirimi yapma olasılığıyla doğrudan bağlantılıdır.
Yatırımcılar, belirsizlik ve politika riskleri karşısında güvenli liman olarak gördükleri dolar varlıklarını satmaya başladı. Bu durum, dolar endeksinde 97,076 seviyesine kadar gerilemesine neden oldu ve böylece Mart 2022’den bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Aynı zamanda, yıl başından bu yana yüzde 10’un üzerinde bir değer kaybı yaşandı. Bu düşüş, piyasalarda ciddi bir kayıtsızlık ve belirsizlik ortamını yansıtıyor.
Değer kaybeden dolara rağmen, altının ons fiyatı %0,4 artış kaydederek 3 bin 347 dolara yükseldi. Bu artış, yatırımcıların ekonomik belirsizlik ve piyasalardaki dalgalanmalara karşı güvenli liman olarak altına yönelmesini gösteriyor. Altın, küresel piyasalarda risklerin arttığı dönemlerde geleneksel olarak tercih edilen bir varlık olarak öne çıkıyor.
The Wall Street Journal’ın güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberde, Donald Trump’ın Fed Başkanı adayını erken belirleme ve kamuoyuna duyurma düşüncesinde olduğu öne sürüldü. Kaynaklar, Trump’ın Powell’a karşı duyduğu öfkeyi gerekçe göstererek, adayını en erken Eylül veya Ekim ayında ilan etmeyi planladığını belirtti. Bu gelişme, piyasalarda ‘gölge başkan’ senaryosunu tetikleyebilir ve Fed’in bağımsızlığına ilişkin endişeleri artırabilir.
İlgili kaynaklar arasında, Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett, eski Fed Guvernörü Kevin Warsh, Hazine Bakanı Scott Bessent, eski Dünya Bankası Başkanı David Malpass ve Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller yer alıyor. Analistler, bu isimlerin atanmasının, piyasalarda faiz politikası beklentilerini etkileyebileceği görüşünde.
Uzmanlar, Powell’ın görev süresinin 2026 yılının Mayıs ayında sona ereceğini ve bu nedenle erken atamanın piyasalarda ‘gölge başkan’ etkisi yaratabileceğini düşünüyorlar. Bu durum, Fed’in karar alma süreçlerine zayıflatıcı bir etki yapabilir ve faiz indirim beklentilerinin güçlenmesine neden olabilir. Ayrıca, doların daha da zayıflaması için ekonomik göstergelerin zayıf kalması ve Fed üyelerinden gelen güvercin tonundaki açıklamaların devam etmesi gerektiği öngörülüyor.
Son olarak, İran ve İsrail arasında varılan ateşkes ve bölgedeki gelişmeler de doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine katkıda bulunuyor. Tüm bu gelişmeler, küresel piyasalardaki oynaklık ve belirsizliği artırıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Fed Başkanı’nı görevden alma olasılıklarını dile getirmesi ve yıl boyunca uyguladığı gümrük tarifeleri politikası, Amerikan ekonomisine olan güveni sarsıyor. Bu durum, ekonomik resesyon ve enflasyon endişelerini beraberinde getirerek doların değer kaybını hızlandırıyor. Ayrıca, Trump’ın politikaları ve söylemleri, doların güvenli liman özelliğini zayıflatıyor ve piyasalarda volatiliteyi artırıyor.
Uzmanlar, Trump’ın göreve başlamasıyla birlikte doların güvenli liman özelliğinin azaldığını ve piyasalarda belirsizliklerin arttığını vurguluyor. Londra merkezli Ballinger Group FX Piyasalar Analisti Kyle Chapman, yaptığı açıklamada, “Piyasalar İran-İsrail gerilimini görmezden gelirken, Fed’in bağımsızlığına ilişkin endişeler yeniden gündeme geldi. Bu durum, dolar satışlarını yoğunlaştırıyor” ifadelerini kullandı.
Chapman ayrıca, doların daha da zayıflaması için zayıf istihdam verilerinin ve Fed üyeleri Christopher Waller ile Michelle Bowman’ın açıklamalarının etkili olması gerektiğini belirtiyor. Bu gelişmeler, küresel piyasalarda risk algısını değiştirebilir ve doların güç kaybını hızlandırabilir.