93 yaşında her gün işe giden kentinin en eski dükkanı: Açmazsam hasta olurum diyen muhteşem enerjiyle ilham veren bir yaşam hikayesi.
Yüceyurt Mahallesi’nde, 93 yaşındaki Recep Yılmaz uzun yıllar sürdürdüğü terzilik mesleğini sürdürmeye devam ediyor. 80 yılı aşkın süredir dikişin içinde olan Yılmaz, çocukluk yıllarında başladığı bu uğraşıyla mahallede adeta zamana meydan okuyor. Sabahın erken saatlerinde dükkânını açan Yılmaz, aynı özveriyle müşterilerine hizmet veriyor. Yıllardır aynı mahallede yaşayan vatandaşlara hep aynı fedakârlıkla yaklaşan eski terzi, kentinin en köklü isimlerinden biri olarak görülüyor.
“EN ESKİ TERZİ BENİM” başlığıyla kendisini anlatan Yılmaz, babasının zoruyla terzi olmaya yönlendirildiğini şu cümlelerle aktarıyor: “1940 yılında köyden buraya taşınınca babam beni kasaba verdi. Diğer kardeşimi de terzi yapmak istedi. Ustası ceket, pantolon ve gömlek dikerdi. Kardeşim ipek gibi elbise giyerdi. Ben onu görünce daha kasaba gitmiyorum dedim ve kendimi terziye vermelerini istedim. Sonrasında ise 6-7 yıl çıraklık yaptım. Ustalarım çok iyi kalpliydi; ev nüfusum kalabalık olunca gece vakti de dikim yapıyordum. Sivas’taki eski terziler arasından 180 kişiden yalnızca 4’ü kaldık; üçü vefat etti, ben en eski olarak hayatta kalan son kişiğim.”
“DÜKKANDA EVİMDEN DAHA RAHATIM” ifadesiyle mesleğine olan bağlılığını dile getiren Yılmaz, sabahları dükkanına gelişini ve günün akışını şöyle anlatıyor: “Her sabah dükkânıma geliyorum. Kızım arabayla getirir, beni dükkâna bırakır ve kapıyı açarım. Yemeğimi dükkânda yiyor, evde çok fazla zaman geçirmiyorum. Öğleden sonra saat 2-3 civarında dükkanı kilitler giderim. Dükkanımı dua etmeden açmam. Emekli olmama rağmen bu meslekten kopamıyorum; yoksa hastalanıyorum. Bu yüzden evde oturamıyorum. Bu dükkan benim için evden daha rahat bir yer. Burada arkadaşlarla sohbet eder, çay içerim. Çay eşliğinde muhabbet ederiz. Bu mesleği gittiği yere kadar yapacağım çünkü yapmazsam hastalanıyorum. Bütün çocuklarımı okuttum; mal, mülk gibi birikintim yok; sadece evim var.”