DOLAR
41,9500
EURO
48,8566
ALTIN
5.404,28
BIST
10.871,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
18°C
İstanbul
18°C
Açık
Perşembe Açık
21°C
Cuma Çok Bulutlu
19°C
Cumartesi Açık
21°C
Pazar Açık
20°C

Necla Hasbutcu

Şiir, Deneme ve Öykü yazarı

    29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

    29.10.2025 08:16 | Son Güncellenme: 27.10.2025 18:18
    A+
    A-

     

    Cumhuriyet,

    sadece bir hükümet biçimi değişikliği değil,

    aynı zamanda köklü bir zihniyet ve

    toplumsal dönüşümün de adıdır.

     

    29 Ekim… Türk Milleti için sadece bir takvim yaprağı değil, tarihin yeniden yazıldığı, egemenliğin gökyüzünde yankılandığı ve modern bir ulusun doğumunun resmîleştiği kutlu bir gündür.

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “En büyük bayram” olarak nitelendirdiği Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve bu ulusun kayıtsız şartsız kendi kaderine sahip çıkışını simgeler. 1923’ün o müstesna gününde atılan bu adım, asırlık bir imparatorluğun küllerinden yepyeni, çağdaş ve demokratik bir devletin doğuşunu müjdelemiştir.

    Cumhuriyetin ilanı, bir tesadüfün ya da ani bir kararın sonucu değil, uzun ve meşakkatli bir bağımsızlık mücadelesinin doğal ve zorunlu bir sonucudur. Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılması ve Anadolu’nun işgal tehlikesiyle karşı karşıya kalması, Türk milletini ya teslimiyete ya da topyekûn bir direnişe itmiştir.

    Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basarak başlattığı Millî Mücadele, Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile örgütlenmiş ve nihayet 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla ulusal egemenlik somutlaşmıştır.

    Meclis, 20 Ocak 1921’de kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ilan ederek yeni devletin temellerini atmıştır. Bu süreçteki kritik dönemeçlerden biri de 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıdır. Bu kararla, padişahlık rejimi hukuken sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı’nın Büyük Zafer ile taçlanmasının ardından, 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması imzalanarak yeni Türk devletinin bağımsızlığı ve uluslararası sınırları tüm dünya tarafından onaylanmıştır.

    Ancak yeni devletin yönetim şekli henüz resmen adlandırılmamıştı. Mevcut yönetim biçimi Meclis Hükümeti Sistemi olsa da bir devlet başkanının olmaması ve kabine bunalımları gibi siyasi istikrarsızlıklar, yönetim şeklinin netleşmesini zorunlu kılıyordu. Nihayet, 28 Ekim 1923 akşamı Çankaya’da yakın arkadaşlarına hitaben “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz,” diyen Mustafa Kemal Paşa, hazırladığı anayasa değişikliği önerisini ertesi gün Meclis’e sundu.

    29 Ekim 1923 akşamı saat 20.30’da TBMM’de yapılan oylamada, “Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir” hükmünü içeren tasarı, oturuma katılan 158 vekilin tamamının oy birliğiyle kabul edildi. Bu tarihi an, “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleri ve coşkun alkışlarla karşılandı. Ardından yapılan oylamayla, Gazi Mustafa Kemal Paşa, yeni Türk devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhuriyetin ilanı, Ankara’da 101 pare top atışıyla tüm yurda duyuruldu ve halk, bu büyük olayı kendiliğinden başlayan şenliklerle kutladı.

    Cumhuriyet, sadece bir hükümet biçimi değişikliği değil, aynı zamanda köklü bir zihniyet ve toplumsal dönüşümün de adıdır.
    Egemenlik Milletindir: Cumhuriyetin ilanıyla, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini almıştır. Yönetme hakkı, belli bir hanedan veya zümreden alınıp doğrudan millete verilmiştir.

    Seçme ve Seçilme Hakkı: Cumhuriyet; yurttaşların eşit haklara sahip olduğu, yöneticilerini hür iradeleriyle seçebildiği ve dilediklerinde kendilerinin de yönetime aday olabildiği bir yönetimdir. Bu, bireyin devlet karşısındaki konumunu kuldan yurttaşa yükselten en büyük adımdır.

    Hukukun Üstünlüğü: Cumhuriyet idaresinde devlet, anayasaya uygun kanunlarla ve milli iradenin temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla yönetilir. Keyfi yönetimler sona ermiş, laik ve modern hukuk sistemine geçişin yolu açılmıştır (3 Mart 1924’te Halifeliğin kaldırılması, 1926’da Medeni Kanun’un kabulü bu sürecin önemli adımlarıdır).

    Çağdaşlaşma: Cumhuriyet, Türk toplumunu Orta Çağ zihniyetinden kurtararak modern uygarlık seviyesine ulaştırma hedefinin teminatıdır. Eğitimden kültüre, sanattan bilime kadar her alanda yapılan devrimlerin sarsılmaz dayanağı olmuştur.

    Cumhuriyetin ilanının resmî bir bayram olarak kutlanması kararı, coşkunun büyüklüğüyle doğru orantılı olarak kısa sürede alınmıştır. Halkın kendiliğinden yaptığı ilk kutlamaların ardından, 26 Ekim 1924’te bir kararnameyle 29 Ekim’in top atışları ve özel bir programla kutlanmasına karar verilmiştir.

    Daha sonra, 2 Şubat 1925’te Hariciye Vekaleti’nin teklifiyle gündeme gelen bayram önerisi, 19 Nisan 1925’te TBMM tarafından kabul edilerek 29 Ekim, “Milli Bayram” olarak resmileşmiştir.
    Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1933’te okuduğu Onuncu Yıl Nutku’nda bu bayramı “En büyük bayramımız” olarak nitelendirmesi, Türk milleti için bu günün manevi değerini sonsuza dek mühürlemiştir.

    ……

    29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, geçmişin ağır yüklerinden kurtulan, geleceğe umutla bakan ve bağımsızlığını en yüce değer olarak gören bir milletin zaferidir. Türkiye Cumhuriyeti, bir kişinin değil, bir ulusun ortak eseridir. Bu bayram, milletimizin birlik ve beraberliğini pekiştiren, milli şuuru canlı tutan ve Türk gençliğine emanet edilen en kıymetli mirastır.

    Cumhuriyetin bekçileri olarak bizlere düşen, Atatürk’ün ilke ve inkılapları ışığında, çağdaş, demokratik ve laik cumhuriyetimizi korumak, yüceltmek ve ilelebet yaşatmaktır. Çünkü Cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda bu coğrafyanın aydınlık geleceğinin teminatıdır.

     

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.