2025’de Yem Sanayinde kuraklık, girdi maliyetleri ve AR-GE’nin rolünü derinlemesine inceleyen genel değerlendirme ve gelecek öngörüleri.

Yem sanayisi, bitkisel ve hayvansal üretim arasındaki bağlantıyı güçlendirerek 2025 yılını şekillendirdi. Karakuş, dünyada toplam yem üretiminin yaklaşık 1,4 milyar ton olduğuna dikkat çekti; Çin’in 322 milyon tonla en çok üretici olduğunu, AB’de ise 147 milyon ton karma yem üretildiğini belirtti. Türkiye’nin AB ülkeleri arasında birinci ve dünya sıralamasında yedinci konumda olduğunu ifade etti.
Kuraklık, yem üretimini baskılarken hububat üretimini de olumsuz etkiledi. 2024’e göre rekoltelerin düşmesi bekleniyor. Yağış yetersizliği ve su kaynaklarındaki azalma, üretim maliyetlerini yükseltiyor ve hayvansal üretimi olumsuz etkileyerek yem ham maddesi temininde dışa bağımlılığı artırıyor. Kuraklık durumunda bitkisel hammaddelerin temininde yaşanan sıkıntılar, ithalatı artırıp fiyatları yukarı taşıyor; bu durum yem ve hayvansal gıda maliyetlerini yükseltiyor.
Kırmızı et üretiminde AR-GE desteklenmeli başlığı altında hububat piyasalarının devlet ağırlıklı yürütülmesiyle, özel sektörün daha etkin olduğu ve çiftçilerin de kazançlı çıktığı sürdürülebilir bir piyasa yapısının gerekliliğine vurgu yapıldı. 2025 yılında karma yem üretimi artmış olsa da sektör karlı bir yıl geçirmedi; yem ham madde ve karma yem fiyatları yükseldi. Hububat ithalatıyla fiyatlar kontrol edilmeye çalışılırken mısır ithalatı 4,5 milyon tona çıktı. Pandemi sonrası ekonomik yaklaşımların terk edilip serbest piyasa ekonomisine dönüşün önemli olduğuna işaret edildi.
Besilik ve damızlık materyal konusunda çözümler üretilmesi ve dünya düzeyinde rekabet edebilecek bir konuma ulaşılması gerektiği belirtildi. AR-GE projelerine sağlanan destekler artırılmalı ve verilen desteklerin hedeflere uygun kullanılıp kullanılmadığı etkin şekilde denetlenmelidir. Yem ham madde temininde dışa bağımlılığın azaltılması için AR-GE odaklı çalışmalar ve yerli üretimin teşvik edilmesi değerlendirildi.
Hayvansal ürün fiyatlarının üreticiyi tatmin etmediği ifade edildi; arz artışı ile fiyatların sürdürülebilir seviyelere gelebileceği belirtilerek arz artışının ve alternatif pazarların geliştirilmesinin kritik olduğuna dair görüşler paylaşıldı. Ayrıca, yağlı tohumlu bitkilerin yeterince üretilmemesi nedeniyle ekim alanlarının genişletilmesi de değerlendirilen konular arasında yer aldı.
Ekonomideki iyileşme yem sanayisini olumlu yönde etkileyecek görüşü de paylaşıldı. Yüksek faiz oranlarının yatırımlar ve ham madde alımları üzerinde olumsuz etkisi sürerken, iyileşmelerin hayvansal üretimi ve yem sanayisini desteklemesi bekleniyor. Tarımda altyapı sorunlarının giderilmesi, yeni iklim koşullarına uygun çeşitlerin geliştirilmesi ve verimin artırılması için AR-GE çalışmalarının önemi vurgulanırken, kırsalda altyapı ve sosyal-ekonomik imkanların iyileştirilmesiyle gençlerin tarıma yönlendirilmesi gerektiği ifade edildi.