Yargı Paketi: Adalet reformu için öngörülen tekliflerin uygulanabilirlik mantığını ve toplumsal etkilerini net, akıcı bir şekilde ele alıyoruz.

Hemen başlangıçta, toplum güvenliğini güçlendirmeye odaklanan bir dizi düzenlemenin sunulduğu bildiriliyor. Teklifte, suçların önlenmesini ve caydırıcılığın artırılmasını hedefleyen tedbirler dikkat çekiyor; özellikle taksirle yaralama ve güveni kötüye kullanma suçlarına ilişkin cezaların miktarları üzerinde yenilikler öngörülüyor.
Gümrük, vergi ve denetimle ilgili konuların ötesinde, bilişim suçları ve mobil hatlar üzerinde de sıkı tedbirler getirilmesi planlanıyor. Banka hesaplarının güvence altına alınması amacıyla 48 saate kadar askıya alma imkânı ve bu kararın gerektiğinde yeniden işleme alınması yönünde seçenekler sunuluyor. Bu sayede, suçlarda kullanılan para akışının engellenmesi hedefleniyor.
Dolandırıcılık, hırsızlık ve kredi kartı kötüye kullanımına karşı telefon hatlarının değerlendirilmesi ve şebeke ile bağlantılarının kesilmesi için yeni adımlar öneriliyor. Ayrıca, savcılık ve yargı süreçlerinde istenen bilgi veya belgelerin 10 gün içinde temin edilmemesi halinde idari yaptırım da gündeme getiriliyor.
Talep edilen değişiklikler, mevcut davaların akışını bozmadan geçici hükümlerle uygulanabilirlik altyapısını oluşturmayı amaçlıyor. Vatandaşlar ve yabancı uyruklu kişiler için abonelik kayıtlarının güncellenmesi ve hatların kendi adlarına alınması konusunda süre tanınıyor; bu tedbirler, mağduriyetleri azaltmayı hedefliyor.
24/7 dijital adalet ve hızlı yargılama için bazı alanlarda yetkinlik artışı hedefleyen düzenlemeler ile Anayasa Mahkemesi kararlarının etkilediği bazı alanlarda da uyum sağlanıyor. İnternet kanunu ile hakaret suçlarının ön ödeme kapsamına alınması ve uzlaştırma kapsamından çıkarılması önerisi, bölge adliye mahkemelerinin bozma yetkisinin güçlendirilmesi gibi konular da gündemde.
Avukatların disiplin hükümlerinde ise hukuki belirlilik ve ölçülülük çerçevesinde yeni düzenlemeler öne çıkıyor. Sağlık sigortası prim borçlarıyla ilgili erteleme talepleri ise kanun teklifine eklenerek, maddi yükün vatandaşlara yansıtılmaması hedefleniyor.
COVID-19 dönemiyle ilgili düzenlemelerin kapsamı yeniden ele alınıp, 31 Temmuz 2023 öncesinde işlenen suçlar için de bazı haklar genişletiliyor. Kapalı infazdan açık infaza ve denetimli serbestliğe geçiş süreçleri, süreler üç yıl olarak uzatılıyor ve “af değildir” ifadesiyle bu uygulamanın niteliği netleştiriliyor.
Ön görülen etkiler kapsamında, ilk etapta yaklaşık 54–55 bin hükümlüyü kapsaması ve ilerleyen yıllarda toplam etkilenmiş kişi sayısının 80–90 bin civarında olabileceği öne sürülüyor. Ancak kanun çıktığı andan itibaren hemen uygulanmasının mümkün olmadığı, gerekli altyapı ve idari hazırlık süreçlerinin süreceğe belirtiliyor.
Kanunun uygulanabilirliğine dair açıklama ile, süreçlerin adalet komisyonlarının ve savcılık bürokrasisinin talebi doğrultusunda şekilleneceği, ve hükümlü kavramının kapsamının “suç işleyenler” olarak genişletilmesinin amacı net bir şekilde ifade ediliyor. Bu düzenlemenin, mevcut uygulamaların yerine geçmesi veya onları değiştirmesi amaçlanmıyor; sadece kavramsal olarak ek bir ifade ile kapsama alanı genişletiliyor.