Yapay zeka ve vasilik dava sürecinin hukuki tartışmalarıyla uzman görüşlerini özlü ve akıcı bir özetle sunuyor.
Y.S., avukatlık ücreti ödememek ve süreci kendi yönetebilmek amacıyla yapay zekânın vasilik davası için dilekçe hazırlamasını talep etti. Bu yönlendirme üzerine M.S., sulh hukuk mahkemesinde vasilik davasını açtı; ancak mahkeme görevsizlik nedeniyle davayı usulden reddetti. Ardından avukat Gülhan Küçükkatrancı, müvekkilinin hatalı bir dava açtığını belirtti ve durumu şu sözlerle özetledi: Yapay zekâ hatalı yönlendirdi, sulh hukuk mahkemesinde direkt olarak vasilik davası açılmış, daha sonra usulden reddedilmiş; aslında bu davanın aile mahkemesinde sürmesi gerekiyordu. Aile mahkemesinde devam edilecek.
Uzun süre etkili olmayacaktır değerlendirmesiyle konuyu ele alan Ceza Avukatı Merve Uçanok, hukuki metnin kime yazıldığı yerine içerdiği hususların önemli olduğunu vurguladı. Yapay zekâ teknolojilerinin erişime açık bilgileri kullanabildiğini söyleyen Uçanok, hukuk metotlarının yalnızca metin okumayla öğrenilemeyeceğini ve bu nedenle uzun vadede bu tür sistemlerin hukuk mesleklerinde etkili olamayacağını belirtti. ABD’de benzer uygulamalarda dilekçe yazan avukatların disiplin cezaları aldığına işaret etti.
Yapay zekânın yetkinliği konusunda görüşler ise şu şekilde özetlendi: Türk-Alman Üniversitesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, yapay zekânın reddedilmesiyle dahi kişinin dava açma hakkının ortadan kalkmadığını; receber bir dava açılabileceğini ifade etti. Ancak henüz bir davayı açıp yürütmek açısından ideal yetkinliğe sahip olmadığını belirtti ve konunun uzmanlarından yardım alınmasını önerdi.
Hak kaybı yaşanabilir görüşünü paylaşan Ceza Avukatı Özlem Şen ise yapay zekâya dilekçe yazdırmanın, süreci hızlandıracağına dair beklenti yerine hak arama sürecini geciktirebileceğini söyledi. Profesyonel destek alınmasının hayati önem taşıdığını ve yanlış ya da eksik dilekçelerin usule ilişkin ret kararlarını artırabileceğini vurguladı.