Yamantürk hakkında Disiplin Kurulu kararının hukuki boyutları ve iddiaların değerlendirmesi, detaylı analiz ve açıklamalar içerir.
Sayın ilgili taraflar, müvekkilim Sayın Tevfik Yamantürk’ün Beşiktaş Kulübü Disiplin Kurulu tarafından alınan kararlar çerçevesinde yapılan işlemler ve bu işlemlerin hukuki dayanaklarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunmak isterim.
Müvekkilim hakkında, 2025 yılı ilk olağan Divan Kurulu toplantısında gerçekleşen olaylar nedeniyle disiplin soruşturması başlatılmıştır. Bu soruşturma, Beşiktaş Kulübü Tüzüğü’nün 50/a maddesi kapsamında, müvekkilimin kulüp içerisindeki davranışlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.
Disiplin Kurulu tarafından gerçekleştirilen oylama sonucunda, müvekkilim hakkında üç üyenin ihraç yönünde ve iki üyenin ise uyarma cezası yönünde oy kullandığı belirlenmiştir. Bu durumda, üyelikten çıkarma cezası yerine, müvekkilime sadece uyarı verilmesine karar verilmiştir. Bununla birlikte, bu kararın tarafıma henüz tebliğ edilmediği de önemle arz edilmektedir.
Bilindiği üzere, Beşiktaş Jimnastik Kulübü Tüzüğü’nün “Disiplin Kurulunun Çalışma Usul ve Esasları” başlıklı 43. maddesinde, “Disiplin Kurulu’nun, üyelikten çıkarma kararlarını en az 4 (dört) üyenin oy çokluğuyla alacağı” açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm ışığında, ihraç kararı için gerekli olan oy sayısına ulaşılmadığından, müvekkilim hakkında üyelikten çıkarma kararı alınmamıştır.
Disiplin Kurulu tarafından, yeterli oy çoğunluğu sağlanmadığı halde, müvekkilim hakkında ikinci kez savunma talep edilmesi hukuken uygun değildir. Bu durum, hukuki ilkeler ve adil yargılanma hakkı açısından ciddi sorunlar doğurmaktadır. Ayrıca, “Ne Bis İn Dem” İlkesi kapsamında, iki defa yargılanma ve cezalandırılmama hakkı temel bir hak olarak kabul edilmiştir. Bu ilke, hem Anayasa Mahkemesi kararlarıyla hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla güvence altına alınmıştır.
Sonuç olarak, müvekkilim hakkında 02.05.2025 tarihli Disiplin Kurulu toplantısında alınan kararın hukuka uygun olmadığı ve yeniden soruşturma yapılmasının yasal dayanaklardan yoksun olduğu açıktır. Bu nedenle, yapılan işlemlerin iptali ve hukuki güvenliğin sağlanması adına gerekli hukuki adımların atılması büyük önem taşımaktadır.