Volkswagen ve Brezilya’daki kölece işçilik skandalını irdeleyen tarihî bir hesap; adaletin günümüzde hesaplaşması ve izlerin yargı önündeki etkisi.
Bir rahibin 2019’da Amazon’daki tesislerde insanlık dışı koşulları belgelendirmesiyle başlayan süreç, sonraki yıllarda kamuoyunun dikkatini çekti. Tanık ifadeleri ve ek deliller doğrultusunda, Volkswagen’in resmen suçlamalarla karşı karşıya olduğu 2024 yılına uzanan dosyada ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.
Mahkeme belgelerine göre, 1974-1986 yılları arasında Para eyaletindeki tesis, Volkswagen’in yan kuruluşuna aitti. Yaklaşık 300 işçi düzensiz sözleşmelerle çalıştırılıyor, silahlı muhafızlar tarafından denetim altına alınmış ve yetersiz barınak ve gıda kuşatması altında borç esareti sistemine sürüklenmişti. Sıtma gibi hastalıklara karşı da gereken tıbbi yardımlar sağlanmıyordu.
O dönemde şirketin Amazon’daki büyükbaş hayvancılık ve kereste faaliyetleri, Brezilya’nın askeri diktatörlüğü döneminde hükümet teşvikleriyle desteklenen ve bölgeyi geniş kapsamlı bir devlet planının parçası hâline getirilmişti. Bu bağlamda, hakim Otavio Bruno da Silva Ferreira çiftliğin Volkswagen’e ait olduğunu net şekilde doğrulayarak uygulamaların yasal anlamda köle işgücü olarak değerlendirilebileceğini vurguladı. Kararında, “Kölelik geçmiş değil; izleri hâlâ iş ilişkilerinde ve toplumda var. Kolonyal sistemin mirası devam ediyor” ifadelerini kaydetti.
Volkswagen Brezilya ofisi ise mahkeme kararına itiraz edeceğini açıkladı.