Van Gölü’nün çıkış noktalarındaki tatlı su görünümü; mikrobiyalitler ve doğanın büyüleyici sırlarıyla keşfedilecek eşsiz bir deneyim.

Güncel iklim değişikliğinin göl sularını etkilemesiyle çekilen su seviyeleri, Van Gölü kıyılarında yeni oluşumların ortaya çıkmasına yol açıyor. İnköy Mahallesi kıyısında, sular çekildikçe gün yüzüne çıkan mikrobiyalitler arasından, tatlı suyun hızla fışkırdığı anlar dikkat çekiyor.
Mevsimsel değişiklikler, kuraklık ve buharlaşma ile belirginleşen düşüşler, göl kenarlarında farklı görsel ve bilimsel etkilerin doğmasına zemin hazırlıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü’nün eşsiz bir ekosisteme sahip olduğuna vurgu yapıyor. Gölde dışa akış olmadığının altını çizen Akkuş, çevredeki volkanik dağların gölün kimyasal yapısını da şekillendirdiğini ifade ediyor: Nemrut Dağı, Süphan Dağı ve Tendürek gibi yanardağlar gölün çevresinde yer alırken, eriyen kar ve yağmur sularının sodalı ve bikarbonat açısından zengin bir su oluşturarak göle taşıdığı söyleniyor.
Gölün Ortasında Tuzlu Sularla Çevrili Bir Alanda Tatlı Su İçme İmkanı başlığı altındaki açıklamada, gölün altında büyük çaplı çatlaklardan yüzeye çıkan suların bazı durumlarda tatlı su olarak karşımıza çıktığına dikkat çekiliyor. Akışkanlık yönünden bakıldığında, tabandan yükselen suların tatlı olduğunun ve bu durumu gölün yüzeyine taşıyan etkenlerin kalsiyum açısından zengin olması nedeniyle karbonat çökellerinin oluşmasına zemin hazırladığı belirtiliyor.
Gölün İçindeki Bu Yapılar, Sadece Birkaçında Gizemli Güzellikler olarak nitelendirilen buluntular, özellikle Gevaş ilçesinin İnköy ile Ağın Koyu bölgelerinde, göl ile karanın birleştiği yerlerde görülen su borusu benzeri oluşumlarla somutlaşıyor. Akkuş, tatlı suyun çıkış yaptığı noktaların gölün tabanında dalış yaparken de görülebildiğini vurguluyor. Yüzeye yakın konumda olan yapılar, ziyaretçilere görsel bir şölen sunarken, gölün derinliklerinde saklı olan tatlı su çıkışlarını da gün yüzüne çıkarıyor.