VakıfBank’ın şampiyonluk yolunda Marina Morkova’nın deneyimleri ve anlatımlarıyla başarı hikayesini keşfedin. Detaylar için okuyun.
VakıfBank ile kazandığımız bu şampiyonluk, benim için gerçekten tarifsiz bir sevinç ve gurur kaynağı oldu. Sezon başında başlangıçta biraz zorlandık, bu nedenle takım olarak ve bireysel olarak gösterdiğimiz gelişim, bana büyük bir mutluluk ve özgüven sağladı. Bu başarı, sadece bir kupa kazanmak değil, aynı zamanda ekibimizin azmi ve disiplininin de göstergesidir. Takım arkadaşlarım ve teknik ekiple birlikte bu başarıyı elde etmek gerçekten büyük bir onur ve mutluluk kaynağıdır.
Başantrenörümüz Guidetti’nin takımımıza kattığı en büyük değer, psikolojik dayanıklılık ve mental güç. O, sadece teknik anlamda değil, aynı zamanda oyuncuların ruh halini de göz önünde bulundurarak, bizleri motive eden ve yönlendiren bir lider. Antrenmanlarımızda gösterdiğim özveri ve erken katılım, benim gelişimimde büyük rol oynadı. Onun öğreticiliği ve rehberliği, takımın bir bütün olarak daha güçlü ve uyumlu hale gelmesini sağladı. Bu süreçte onun emeği büyük, bizler de onun vizyonuna destek olduk.
İlk şampiyonluk tecrübemizde kaptan Zehra Güneş ile yaşadığımız duygusal anlar, benim için çok özel ve anlamlıydı. Kaptan olarak ilk yılını geçiriyor ve bu süreçte onun liderliği, takım ruhu ve arkadaşlığı bana ilham verdi. Onunla kurduğumuz bağ, sadece saha içinde değil, saha dışında da güçlü. Birlikte olmak ve ona destek olmak, bizim takımımızın ruhunu ve dayanışmasını pekiştiriyor. Kaptan ve takım arkadaşlarımızla kurduğumuz bu samimi bağ, başarılarımızın temel taşlarından biri oldu.
Şampiyonluk kutlaması sonrası Türkçe olarak en çok kullandığım kelime “ağlama” oldu. Bu anlamlı anlarda duygularımın yoğunluğu yüzüme yansıdı. Bana bu kelimeyi Bahar öğretmişti ve bu anlar, Türkçe’nin güzelliğini ve duygularımı ifade etme şeklimi gösteriyor. Türkçe öğrenmek ve kullanmak, benim için ayrı bir anlam taşıyor ve bu başarıyla birlikte bu dili daha fazla öğrenmek istiyorum.
3.20 metreye sıçrayabilmek, benim için büyük bir gurur kaynağı ve sürekli gelişimin bir göstergesi. Fiziksel olarak çok yoğun antrenmanlar yaptık ve bu sayede zıplama kapasitemi artırdım. En yüksek atlayışımın 75 santim olduğunu ve bu rekoru kırmak için sürekli çalıştığımı söyleyebilirim. Uzun boyum ve güçlü ellerimle, ataklarda fark yaratıyorum ve bu beni daha özgüvenli kılıyor. Bu performans, benim gelişimimin en önemli göstergelerinden biri ve daha yükseklere ulaşmayı hedefliyorum.
Kim Yeon-koung’u yakından tanımak ve onunla fotoğraf çektirmek büyük bir onur. Onun çok havalı, cool ve kendine güvenen bir sporcu olduğunu düşünüyorum. Kore’de oynarken onu yakından izleme fırsatım olmuştu ve final maçında onunla birlikte olmak, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Sosyal medyada da onu takip ediyorum ve onunla tanışmak, spor kariyerimde önemli bir adım oldu.
Zhu Ting’in fiziksel yapısı ve oyun tarzı bana çok ilham veriyor. Dünyanın en iyi hücumcularından biri olan Zhu Ting ile karşılaştırılmak, egomu yükseltiyor ve kendime olan güvenimi artırıyor. Gelecekte daha da gelişmek ve ilerlemek istiyorum. Bu karşılaştırma, bana ne kadar ilerleyebileceğimi gösteriyor ve yeni hedefler belirlememi sağlıyor.
Türkçe’de en çok kullandığım kelime “sus” veya “çok konuşma”. Takımın soyunma odasında bu tarz kelimeler sıkça geçiyor ve bu, takım içi eğlencenin ve samimiyetin bir göstergesi. Ayrıca, arkadaşlarım arasında şakalaşırken veya motive ederken bu kelimeleri kullanıyorum. Bu dilin güzelliği ve esprili yapısı, takım ruhumuzu güçlendiriyor.
Sezon boyunca bizi destekleyen ve yanımızda olan tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Desteğiniz ve sevginiz, bizim en büyük güç kaynağımız. Bu güzel yolculukta sizinle olmak büyük bir onur ve mutluluk. Herkese sevgiler ve teşekkürler!