Uzayda 57 yıl önce terk edilen eski uydu ve gizemli sinyallerin sırrı açığa çıkıyor. Derinlemesine keşif ve bilinmeyenler için detaylar burada.
Günümüzde, yörüngemizde ve genel olarak uzayda binlerce uydu, gözlem ve iletişim aracı bulunuyor. Bunlar arasında özellikle eski ve kullanılmayan uydular, yeni teknolojiler kadar ilgi çekici olmasa da, son zamanlarda ortaya çıkan gizemli sinyallerle dikkatleri üzerine çekiyor. İşte bunlardan biri, yaklaşık 57 yıl önce kullanımdan kaldırılmış ve uzun süredir sessizliğe gömülmüş olan bir uydudan gelen bilinmeyen sinyaller.
Yaklaşık bir yıl önce, Avustralya’dan gelen gözlemler, gökyüzünden gelen olağanüstü güçlü bir elektromanyetik sinyalin tespit edilmesine neden oldu. Bu sinyal öylesine yoğun ve güçlüydü ki, o anda gökyüzündeki diğer tüm radyo ve elektromanyetik dalgaları bastırmayı başardı. Başlangıçta bu garip ve bilinmeyen kaynağın ne olduğu araştırılmaya başlandı, ancak detaylı analizler, bu sinyalin kaynağının uzak bir galaksi değil, 57 yıldır sessiz kalan ve devre dışı olan eski bir uydu olduğunu ortaya çıkardı.
NASA’nın Relay-2 adlı uydusu, 21 Ocak 1964 tarihinde uzaya fırlatılmıştı. Bu uydu, onun öncesinde 1962 yılında fırlatılan Relay-1 ile birlikte, o dönemlerde yeni nesil deneysel haberleşme teknolojilerinin geliştirilmesi ve test edilmesi amacıyla kullanılıyordu. Ayrıca, bu iki uydu, Van Allen radyasyon kuşağını haritalamak ve çeşitli bilimsel deneyler yapmak için tasarlanmıştı. Ancak, Relay-2’nin ömrü beklenmedik şekilde kısa sürdü; 9 Haziran 1967 tarihinde transponderları arızalandı ve o tarihten sonra uydudan hiç haber alınamadı. İşte bu noktada, yıllar sonra ortaya çıkan gizemli sinyal, o eski uydunun yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
13 Haziran 2024 günü, Avustralya’da faaliyet gösteren Square Kilometer Array Pathfinder teleskobu, yalnızca 30 nanosaniye süren, son derece güçlü ve ani bir radyo patlaması (Fast Radio Burst – FRB) tespit etti. Curtin Üniversitesi’nden araştırmacı Clancy James, yaptığı açıklamada, “Başta yeni bir pulsar veya bilinmeyen bir gök cismi olduğunu düşündük. Ancak bu sinyal, gökyüzündeki diğer tüm sinyalleri kısa sürede bastıran nitelikteydi. Bu olağanüstü güçlü ve etkileyici radyo patlaması, gökyüzünde bir süredir gözlemlenen en dikkat çekici olaylardan biri oldu.” ifadeleriyle sinyalin doğasını ve etkisini anlattı.
İlk başta, bu gizemli sinyalin uzak bir galaksiden geldiği tahmin ediliyordu. Fakat, detaylı analizler ve yapılan karşılaştırmalar, sinyalin kaynağının aslında uzun yıllardır devre dışı kalan Relay-2 uydusu olduğu sonucuna varılmasını sağladı. Sinyal o kadar net ve güçlüydü ki, sanki uydunun uzun yıllar boyunca birikmiş elektrik yüklerini aniden boşaltmasıyla ortaya çıkmış gibi görünüyor. Bu durum, bilim dünyasında büyük merak uyandırdı ve çeşitli teorileri beraberinde getirdi.
Uzmanlar, Relay-2 uydusunun bu sinyali neden göndermiş olabileceği konusunda birkaç olası senaryo üzerinde duruyorlar. En yaygın görüşler arasında, uydunun uzun yıllar boyunca uzayda elektrik yükü biriktirip, bir noktada ani bir boşalma yaşaması yer alıyor. Bir diğer ihtimal ise, uydunun üzerine çarpan küçük bir göktaşı veya uzay çöplerinin, uydunun bir bölümüne zarar vererek plazma bulutu oluşturmaya ve bunun da radyo sinyaline yol açmaya neden olmasıdır.
Bilim insanları, önümüzdeki yıllarda bu tarz garip ve güçlü sinyallerin artabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Aynı zamanda, bu sinyallerin kaynağını anlamak ve uzayda yaşanan bu tür olayların doğasını çözmek için yeni araştırma projeleri başlatılıyor. Uzayın derinliklerinde, insanoğlunun henüz tam anlamadığı pek çok gizem ve bilinmeyen bulunuyor. Bu olay, gökyüzü ve uzayda yeni keşiflerin kapılarını aralayabilir ve insanlığın evren hakkındaki bilgilerini derinleştirebilir.