UNRWA faaliyetleri ve Doğu Kudüs baskınına uluslararası hukuk vurgusu: insani yardımın hukuki çerçevesi ve bölgesel etkiler değerlendirilir.

İsrail’in Doğu Kudüs’te UNRWA merkezine yönelik baskını ve bu binaya el koyma işlemi, uluslararası hukuka aykırı olarak değerlendiriliyor. Bakanlık, bu adımların, diplomatik dokunulmazlığa sahip BM kurumuna karşı gerçekleştirildiğini belirterek, işgal altındaki bölgelerde uluslararası yükümlülüklerin ihlal edildiğini ifade etti.
İsrail’in UNRWA’nın çalışmasını engellemeye yönelik girişimlerinin, uluslararası Adalet Divanı’nın 22 Ekim 2025 istişari görüşünde belirtilen yükümlülüklerle çeliştiği vurgulanıyor. Bu çerçevede, UNRWA’nın Filistinli mültecilere sunduğu hayati hizmetlerin sürmesi ve topraklarına dönüş hakkının korunması, barış çabalarının temel unsuru olarak görülüyor.
Uluslararası toplumdan, İsrail’in uluslararası hukuka aykırı uygulamalarına karşı caydırıcı adımlar atması ve UNRWA’ya aktif destek verilmesi talep ediliyor. Dün çıkan gelişmeye ilişkin açıklamada, UNRWA’nın bölgede gıda, sağlık, eğitim ve barınma gibi temel hizmetlerini güvence altına alan bir kurum olarak önemine işaret edildi.
UNRWA, BM üyesi devletlerin gönüllü katkılarıyla finanse edilmekte ve yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteciye yönelik hizmetler sunmaktadır. Ajans, 75 yıldır Filistinlilerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, bazı dönemlerde güvenlik operasyonları ve savaşlar nedeniyle tesislerini ve kaynaklarını kaybetmiştir.
İsrail’in 2023 Ekim’inde Gazze Şeridi’nde yürüttüğü saldırılarla paralel olarak UNRWA’ya karşı yürütülen karalama kampanyaları, ajansın 14 çalışanının taleplerinin 7 Ekim saldırılarına katıldığı gerekçesiyle kapatılabileceği yönündeki tartışmaları beraberinde getirdi. Doğu Kudüs’teki faaliyetlerin sona erdirilmesi yönündeki karar ise 1 Şubat’ta yürürlüğe girmiştir.