Üniversite kampüsünde yaşanan cinayet ve sonrası, olayın ayrıntıları ve üniversitenin açıklamasıyla gerçeklere odaklanan kapsamlı haber.
Olay, 30 Ağustos akşamı Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü içinde bulunan bir kafede meydana geldi. Eski sevgilisiyle yaşadığı gerginlik nedeniyle Ayberk Kurtuluş, kafenin önünde Hilal Özdemir ile tartıştıktan sonra silahla onları vurdu ve ardından intihar etti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi; yaptıkları müdahalede Özdemir ve Kurtuluş’un hayatını kaybettiği belirtildi.
Çevredeki incelemeler sonucunda olay yerindeki tabancanın ruhsatsız olduğu tespit edildi. Genç kadın ile erkeğin cansız bedenleri, gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Son Bir Kez Görüşelim başlığı altında ortaya çıkan bilgilere göre Hilal Özdemir, kampüs içindeki kafede yarı zamanlı olarak çalışıyordu. Bir süre önce Kurtuluş’un ayrılmak istediği, fakat Özdemir’i takıntı haline getirerek takip ettiği iddia edildi. Özdemir’in ailesine durumu bildirmesi üzerine Gaziosmanpaşa’daki bir devlet okulundan kaydı alınıp Kağıthane’deki bir devlet okuluna kayıt yaptırıldığı belirtildi.
Olay günü Kurtuluş’un Özdemir’i arayarak “Son bir kez görüşelim” dediği ve Özdemir’in kendisine yarı zamanlı çalıştığı kafenin konumunu paylaştığı iddia edildi. İlk buluşmada kampüs içinde gerçekleşen tartışmanın, daha sonra başka bir kadının Kurtuluş’u itmesiyle araya girilmesiyle ayrılıkçı hareketler doğurduğu ifade edildi. Kamera kayıtlarına göre yaklaşık 1 saat 20 dakika sonra Kurtuluş’un yeniden kampüse gelerek Özdemir’i çağırması ve tartışma sırasında Özdemir’in başına bir el ateş etmesiyle olayın geliştiği, ardından Kurtuluş’un kendi hayatına da son verdiği kaydedildi.
Üniversiteden Açıklama geniş kapsamlı bir yazılı açıklama yaparak güvenlik uygulamalarıyla ilgili yanlış algılara dikkat çekti. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: Üniversite güvenlik kayıtlarına göre zanlı kampüse ilk girişinde davetiyesini ibraz ederek kaydı yapılmıştır. Ancak yaklaşık 1,5 saat sonra gerçekleşen ikinci girişte plakasının sistem tarafından tanındığı gerekçe gösterilerek yeniden durdurulmadığı belirtildi. Kamuoyuna yansıyan görüntüler yalnızca bu ikinci girişe ait olup tek başına paylaşıldığında sanki herhangi bir kontrol yapılmamış gibi yanlış bir algı oluşmasına yol açabilir. Ayrıca güvenlik görevlilerinin üst arama veya araç içi arama yapma yetkisi olmadığı, yaşanan üzücü olayın tüm tarafların dikkatine sunulduğu ifade edildi. Üniversite, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesiyle ilgili sorumluluk gereği bu açıklamayı kamuoyuyla paylaştı ve sürecin yetkili makamlarla iş birliği içinde yürütüleceğini belirtti.