Uluslararası Sorumluluk ve Annelerin Sesi: Gazze ile Ukrayna Arasında İnsanlık Duruşu

Emine Erdoğan, Melania Trump’a yazdığı mektubu içten bir sevgi ve saygı tonuyla başlatarak, Beyaz Saray’daki ortak sohbetlerin hâlâ zihninde yaşayan sıcak anılar olduğunu belirtiyor. Baş başa paylaşılan yemekler ve bahçede yapılan yürüyüşler esnasında Melania Trump’ın vicdani hassasiyetinin, güncel konulara olan duyarlı yaklaşımının iz bıraktığını ifade ediyor.

Bu duyarlılığın, Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e yazdığı son mektuptaki ifadelere de yansıdığını vurgulayan Erdoğan, “Ukrayna’da kimsesiz çocuklara gösterdiğiniz duyarlılık, kalplere umut aşılayan bir girişimdir” sözlerini hatırlatıyor. Mektupta özellikle, çocukların güvenli ve sevgi dolu bir ortamda büyüme hakkının evrensel bir hak olduğu ve hiçbir milleti, dini veya ideolojiyi bunun dışına çıkarmayacağına dikkat çekiliyor.

Mevcut savaşların etkileri altında yaşayan pek çok çocuğa yönelik sorumluluklar hatırlatılırken, Gazze’ye ilişkin kaygılar da aynı hassasiyetle ele alınıyor. Emine Erdoğan, 648 Ukraynalı çocuğun savaşa kurban gitmesinin yanında, 62 bin masum sivilin hayatına mal olan Gazze savaşı için de daha güçlü adımların atılması gerektiğini ifade ediyor.

Meçhul asker kavramı üzerinden hatırlattığı gibi, bugün savaşlarda kimliği belirlenemeyen askerler için kullanılan bu terim, gelecekte çocuklar için de düşünülmeli miydi sorusunu gündeme getiriyor. Gazze’deki çocukların maruz kaldığı kayıplar, “meçhul bebek” ibaresinin vicdanlarda açtığı yaraları derinleştiriyor ve gülmeyi unutan çocukların yanında durmanın önemi vurgulanıyor.

İnsani krizlerin durdurulması hususunda görüşler, sadece Ukrayna’daki masum çocuklara değil, Filistinli çocuklara da eşit bir sevgi ve özgürlük talebine dayandırılıyor. Erdoğan, Gazze için de bir çağrıda bulunuyor: “Gazze’nin çocukları için sizden gelecek bir çağrının, barış için yükümlülükleri tetikleyeceğini” ifade ediyor. İsrail Başbakanı Netanyahu’ya yönelik bu çağrının, Filistin halkının haklarını tanıma yönünde küresel bir iradeyi güçlendireceği umudunu dile getiriyor.

Filistin’de yaşananların, bir soykırımın ötesinde, uluslararası sistemin adaletsizliklerini eleştiren bir örnek olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “itibarsızlaştırılan uluslararası hukuk kuralları ve değerler etrafında birleşmenin” gerektiğini söylüyor. Böyle bir birliktelik, yesiyle umudu yeniden yeşertebilecek ve kahkahaları susturulan çocuklara dünya çapında kalıcı bir barış sağlama potansiyeli taşıyacaktır. Mektupta şu sözlerle sürece vurgu yapılıyor: Gazze’deki insani kriz durdurulsun; Gazze adına gelecek adım, Filistin halkına tarihsel bir sorumluluk olarak yazılsın.

Sonuç olarak, Emine Erdoğan’ın mesajı, kalpleri birleştirme ve ortak insani değerleri savunma çağrısı olarak öne çıkıyor. Ukrayna ve Gazze’de kaybedilen bebekler ve çocuklar arasında kurulan duygusal bağ, dünya genelinde daha kapsamlı bir uyanış ve barış arzusunu tetiklemeyi amaçlıyor. 18 bin 885 Gazzeli çocuk için artık bir umut var; bunun için dünyanın birleşik adımlar atması gerekiyor.