Ulaştırma ve bağlantı stratejileri üzerine uluslararası forum ve Türkiye’nin vizyonunu keşfedin. Geleceğin ulaşım çözümlerine yön veren önemli bilgiler.
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, Dünya Bankası’nın destekleriyle düzenlenen “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda yaptığı konuşmada, forumun önemine vurgu yaptı. Bu etkinliğin, küresel tedarik zincirlerini güçlendirmek ve uluslararası bağlantıları daha etkin hale getirmek amacıyla düzenlendiğini belirtti.
Etkinliğe, dünya genelinden yaklaşık 40 bakan ve bakan yardımcısı ile 70 farklı ülkeden katılım sağlandı. Katılımcılar, önümüzdeki yıllar için ulaşım altyapılarını geliştirmek ve yeni işbirliği alanları oluşturmak adına önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Uraloğlu, forumun ikinci kez düzenlendiğini ve bundan alınan geri bildirimlerin motivasyon kaynağı olduğunu ifade etti. Ayrıca, bu platformun sürdürülebilir ve etkili ulaşım ağları inşa etme yolunda büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.
Uraloğlu, küresel ölçekte artık hiçbir ülkenin tamamen kendi kendine yeterli olamayacağını, ülkelerin birbirine olan bağımlılıklarının arttığını belirtti. Bu bağlamda, uluslararası bağlantıların, ekonomik gelişmelerin ve bölgesel istikrarın temel taşı olduğunu dile getirdi. Özellikle, kriz anlarında hızlı ve güvenli ulaşımın hayati önem taşıdığını vurguladı.
Bu noktada, ulaşım koridorlarının güçlendirilmesi ve yeni stratejilerin geliştirilmesi gerekliliğine dikkat çekerek, olağanüstü durumlarda dahi bağlantıların sürdürülebilirliğinin sağlanması gerektiğini ifade etti. Uraloğlu, sadece rutin zamanlarda değil, kriz dönemlerinde de iletişimi ve ulaşımı kesintisiz tutmanın, ülkelerin bağımsızlık ve esenliği açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
Uraloğlu, forumun İstanbul gibi tarihi ve jeopolitik öneme sahip bir şehirde yapılmasının stratejik açıdan büyük değer taşıdığını vurguladı. Türkiye’nin, bölgenin ulaşım ve lojistik merkezi olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini ve bu konumunu güçlendirmeye devam edeceğini söyledi. Ayrıca, Türkiye’nin, Orta Koridor ve diğer ulaşım projeleriyle bölgedeki bağlantıların güçlendirilmesine aktif katkılar sağladığını dile getirdi.
Türk ulaşım stratejisinde, Orta Koridor’un merkezde yer aldığını vurgulayan Uraloğlu, geçmişte olduğu gibi günümüzde de doğu-batı ekseninde önemli bir rol üstlendiğini belirtti. Ancak, artık sadece doğu-batı değil, kuzey ve güney eksenlerinin de entegre edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, Kuzey-Güney koridorlarının güçlendirilmesi ve çapraz bağlantıların sağlanması için çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.
Türkiye’nin, Avrupa’da Karpatya bölgesi, Baltık Denizi ve Adriyatik Denizi’ni kara yoluyla birbirine bağlayacak olan Üç Deniz Girişimi’nin stratejik ortaklarından biri olduğunu belirtti. Ayrıca, Kalkınma Yolu projesinin tamamlanmasıyla, yaklaşık 45 gün süren denizyolu taşımalarının 25 güne ineceğine değindi. Özellikle, Orta Koridor’un demiryolu ile taşımada, Uzak Doğu’dan gelen yüklerin Avrupa’nın uzak noktalarına 18 günde ulaşabildiğini ve bu sürenin gelecekte 13-15 güne kadar düşebileceğini öngördü.
Uraloğlu, Türkiye’nin yaklaşık 2 bin 200 kilometrelik ulaşım koridoru üzerinde yoğun yatırımlar gerçekleştirdiğini ve altyapının büyük ölçüde hazır olduğunu belirtti. Yeni projelerle, özellikle İstanbul’da yeni demiryolu geçişlerinin hayata geçirilmekte olduğunu ve bu yatırımların, bölgedeki ulaşım etkinliğini artıracağını sözlerine ekledi. Ayrıca, alternatif koridorların ve yeni güzergahların geliştirilmesinin, bölgesel güvenlik ve ekonomik istikrar açısından önemini vurguladı.
İran-İsrail çatışmaları ve Hürmüz Boğazı’nın kapanma risklerine karşı, Türkiye’nin stratejik konumunun daha da kritik hale geldiğini belirten Uraloğlu, yeni ulaşım koridorlarının yapılmasının, bölgesel riskleri azaltacağını ifade etti. Kalkınma Yolu projesine Irak, Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin katıldığını, diğer ülkelerin de katılımına açık olduklarını ve bu işbirliğinin, kriz zamanlarında ortak hareket edilmesini sağlayacağını dile getirdi.
Uraloğlu, kriz dönemlerinde, “Ben kendi problemimi çözüyorum” tavrının sürdürülebilir olmadığını, küresel ve bölgesel işbirliğinin gerekliliğine değindi. Bu bağlamda, beraber kazan-kazan politikalarının benimsenmesi ve ortak hareket edilmesi gerektiğine işaret etti.
Türkiye’nin, son 23 yılda ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolar yatırım yaptığını hatırlatan Uraloğlu, bu yatırımların ülke ekonomisine ve bölgesel entegrasyona katkı sağladığını belirtti. Ayrıca, bölünmüş yolların 6,101 kilometreden 29,700 kilometreye, demiryolu hatlarının 11 bin kilometreden 14 bine, limanların sayısının ise 150’den 200’e yükseldiğine dikkat çekti. Havalimanı sayısının ise 26’dan 58’e çıkartıldığını ve geçen yıl Türkiye’deki havalimanlarının toplam yolcu kapasitesinin 231 milyon olduğunu vurguladı.
Uraloğlu, dijitalleşmenin ve yeşil enerjinin, ulaşımda sürdürülebilirlik ve etkinlik açısından vazgeçilmez unsurlar olduğunu belirterek, özellikle gümrüklerdeki bekleme sürelerinin azaltılması için dijital çözümlerin geliştirilmesi ve e-devlet uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğine değindi. Ayrıca, e-mobiliteyi desteklemenin, karbon ayak izinin azaltılmasında önemli bir adım olduğunu ifade etti.