İkinci gömlek,
“Arkadan Yırtılan Gömlek”,
gençliğin ve en çetin imtihanın,
yani iffet ve ihlasın gömleğidir.
Kur’an-ı Kerim’in “kıssaların en güzeli” olarak nitelendirdiği Yusuf (a.s.) kıssası, zamanın ve mekânın ötesinde bir dersler manzumesidir. Bu destansı hayat hikayesinin en çarpıcı ve sembolik unsurlarından biri ise şüphesiz “üç gömlek“tir.
Bu gömlekler, sadece kumaş parçaları değil, her biri insan hayatının temel dönemeçlerini, imtihanlarını ve nihayetinde erişeceği manevi mertebeleri temsil eden derin anlam katmanlarına sahiptir. Yusuf’un gömlekleri, aslında her birimizin sırtında taşıdığı, hayat yolculuğunda sürekli değişen hallerimizin bir aynasıdır.
İlk gömlek, “Sahte Kanlı Gömlek”, masumiyet ve mağduriyetin sembolüdür. Haset tohumlarının ekildiği, yalanın bir örtü gibi kullanıldığı o çocukluk dönemi. Kardeşlerinin kıskançlığıyla üzerine sahte kan bulaştırılarak babasına sunulan bu gömlek, masum bir canın nasıl iftira ve zulme uğrayabileceğinin, aynı zamanda da ilahi bir kaderin başlangıcının müjdecisidir. Bu, hayatımızın “kuyuya düşüş” anlarıdır; beklenmedik ihanetlerle, haksızlıklarla karşılaştığımız ve dünyadan uzaklaştığımız çaresizlik dönemimiz. Ancak bu ilk gömlek, aynı zamanda Yusuf’un sabrının ve teslimiyetinin de başlangıcıdır.
İkinci gömlek, “Arkadan Yırtılan Gömlek”, gençliğin ve en çetin imtihanın, yani iffet ve ihlasın gömleğidir. Sarayın ihtişamında, nefsin en tutkulu arzularının tam ortasında Yusuf, günahtan kaçarken gömleği arkasından yırtılır. Bu yırtık, maddi bir hasar olmanın ötesinde, manevi bir zaferin mührüdür. Gömleği arkadan yırtılan, dünyaya sırtını dönerek Allah’a yönelen, nefsine değil Rabbine sığınan bir ruhun hikâyesini anlatır. O, makam, şöhret ve şehvet gömleklerini değil, takva libasını tercih etmiştir. Bu gömlek, bize hayatımızın en kritik anlarında dahi istikametten ayrılmamanın ve günaha karşı sırtımızı dönüp kaçmanın erdemini fısıldar.
Son gömlek, “Yusuf Kokulu Gömlek”, iktidar, kavuşma ve merhametin sembolüdür. Uzun yıllar süren çile, zindan ve hasretin ardından gelen müjdenin timsalidir. Mısır’a Aziz olan Yusuf, kardeşlerine intikam yerine affı sunar ve müjdeli gömleğini babasına gönderir. Bu gömlek, sadece fiziksel bir şifa (gözlerin açılması) getirmekle kalmaz, aynı zamanda kalpleri birbirine bağlayan, tövbeyi ve mağfireti müjdeleyen manevi bir köprü kurar. Bu üçüncü gömlek, insanın olgunluk ve kemal dönemini, çektiği bütün sıkıntıların hikmete dönüştüğünü, sabrın neticesinde gelen saadeti ve teslimiyetin mükâfatını temsil eder.
Yusuf (a.s)’ın bu üç gömleği, aslında her insanın hayat yolculuğundaki üç temel sınavı özetler: Masumiyetin İmtihanı (haksızlık), İffetin İmtihanı (nefisle mücadele) ve İktidarın İmtihanı (affetme ve şükür).
Yırtılan her gömlek, bir dersin alındığını, bir mertebenin aşıldığını gösterir. Bize düşen, yırtılan gömleklerimize takılıp kalmak yerine, daima o son, kokulu gömleğin getirdiği kavuşma ve huzur umuduyla yaşamak, masumiyetimizi ihlasla korumak ve gücümüzü merhametle kullanmaktır.