Türkmenistan ile Stratejik İş Birliği ve Bölgesel Barış Vizyonu: iş birliği güçleniyor, istikrarlı bölge için ortak adımlar ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri.

Değerli basın mensupları, Türkmenistan’la olan uzun vadeli ilişkilerimizi güçlendirmek adına yaptığımız ziyaretin ardından yeni bir döneme adım atıyoruz. Şu anki temaslarımız, tarafsızlık temelinde kurulan dostane bağların ve ekonomik iş birliğinin derinleşmesini amaçlıyor. Bu süreçte enerji, ulaştırma ve ticaret alanlarında atılan adımlar, iki ülkenin karşılıklı yararına olacak şekilde ilerlemeye devam ediyor.
İki ülkenin ortak tarihi, dili ve kültürü, bugün daha da yakınlaşan ilişkilerimizin temel taşıdır. Türkmenistan’ın bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki tutumunu desteklemeye devam ederken, genç nüfusun Türkiye’de eğitim görmesi ve bu eğitim sonrası Türkmen toplumuna dönüşü, beşeri bağlarımızı güçlendirmektedir. Bu kapsamda verilen eğitim olanakları ve karşılıklı beşeri etkileşimler, uzun vadeli kalkınma hedeflerinin altını çizmektedir.
Geldiğimiz noktada enerji, ulaştırma ve ticaret alanlarında birbirimize olan bağı güçlendirmek için somut projeler hayata geçiriliyor. 55 milyar dolarlık geçmiş proje birikimi ve yaklaşık 10 milyar dolar değerinde 19 proje şu an yürütülüyor. Türkmenistan, Rusya Federaliyesi’nin ardından ticari olarak Türkiye’nin en yoğun iş yaptığı ikinci ülke konumunu sürdürüyor. 2024 yılında 2 milyar doların üzerinde olan ticaret hacmimizin, hedeflenen 5 milyar dolarlık seviyeye ulaşması için çalışıyoruz.
Uluslararası barış vizyonu ile uyumlu şekilde, tarafsızlık ilkesini barış felsefesine dönüştürmeye yönelik çabalarımızı sürdürüyoruz. Değişik platformlarda yer alan temaslarımızda, bölgemizin ve Gazze’deki insani durumun etkileri üzerinde durduk ve bu süreçte karşılıklı güvenin geliştirilmesi gerektiğini vurguladık. Ziyaretimiz vesilesiyle Türkmen tarafı ile enerji, ulaşım ve ticaret alanlarındaki iş birliğimizi gözden geçirdik ve karşılıklı güvene dayalı bir gelecek için koordinasyonu artırdık.
Putin ile kurduğumuz ikili görüşmede savaşı ve barış çabalarını konuştuğumuz gibi, Ukrayna’da barış için tarafların uzlaşıya varması gerektiğini yineledik. Trump’ın girişimleriyle başlayan barış diyaloğu için Türkiye olarak yapıcı katkılarımızı sürdüreceğiz. Karadeniz’de güvenlik ve serbest seyriş açısından her ülkenin ortak çıkarı olan istikrarı desteklemeye devam edeceğiz.
Gazze konusunda acil insani yardım ve ateşkesin sağlanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İsrail’in taahhütlerini yerine getirmesi ve yaşamın normale dönmesi için güvenlik ihtiyacının ortadan kalkması şarttır. Biz, bölgenin istikrarı için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.
Avrupa güvenliği ve Türkiye’nin rolü konusundaki yaklaşımımız da net: AB üyelik sürecinin dikkatle takip edilmesi gerekirken, Türkiye’nin savunma sanayii kapasitesiyle NATO’da kilit bir rol üstlendiğini kabul ediyoruz. Avrupa ile kazan-kazan temelinde iş birliğini güçlendirmeye devam edeceğiz. Futbol ve spor alanında da temiz ve adil bir düzenin tesisi için kararlı adımlar atılıyor; kamuoyunun güvenini sarsan durumlar karşısında adaletin tecelli etmesi en öncelikli hedefimizdir.
Ukrayna savaşının çözümü ve Suriye’deki barış perspektifi üzerinde durduğumuz konular, bölgesel istikrarı hedefleyen yaklaşımımızın ayrılmaz parçalarıdır. 10 Mart Mutabakatı’nın uygulanması ile Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarının güçlenmesini destekliyoruz.
Gazze’deki insani durum için acil önlem ve güvenlik sorununun çözüme kavuşturulması gerektiğini vurguladık. Barış için atılacak adımlarda Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getirmekten çekinmiyoruz; bu çerçevede, uluslararası ittifaklarla uyum içinde hareket edeceğiz.
Kısa vadeli hedefler arasında, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde güvenlik, savunma ve savunma sanayi alanlarında yeni adımların atılması yer alıyor. Avrupa’nın güvenliği konusunda yakın dönemde alacağı kararlar, Türkiye için belirleyici olacaktır.
Türkiye’nin spor ve toplumsal konulardaki reformları, özellikle genç nesilin yetkinleşmesi için gerekli altyapıyı güçlendirmektedir. Yeni anayasa çalışmaları kapsamında, herkes için kapsayıcı bir yapı kurmayı hedefliyoruz. Aile değerlerini merkeze alan bir yaklaşım ile nüfus artışını desteklemek üzere planlanan teşviklerin, 2026 yılında da uygulanabilir sonuçlar doğurması beklenmektedir.
Değerli basın mensupları, Türkmenistan ile olan ilişkilerimiz, tarafsızlık temelinde kurulan güven tesisleri ve ortak ekonomik hedefler ışığında güçleniyor. Bu süreçte genç nüfusun eğitimi ve beşeri bağlarımız, iki ülkenin ilerlemesine katkı sunuyor.
Enerji, ulaşım ve ticaret başlıkları üzerinden yürütülen projeler, iki taraf arasında derinleşen bir iş birliğinin göstergesi. Türkmenistan, 55 milyar dolar değerindeki tamamlanan projelerin yanında şu anda 10 milyar dolar değerinde 19 projenin hayata geçirilmesini sürdürüyor. Rusya’dan sonra en çok proje gerçekleştirilen ikinci ülke konumunu korumamız, yatırımcı güvenini güçlendiriyor. 2024 hedefleri açısından ticaret hacmimizin büyütülmesi için kararlı adımlar atılıyor.
Tarafsızlık çerçevesinde barışa yönelik vizyonumuz, bölgesel istikrar için sürdürülen çabalarla birleşiyor. Türkmenistan’ın bağımsızlığına olan desteğimiz ve tarafsızlık temelindeki yaklaşımımız, iki ülkenin barış ve refah için ortak hareket etmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu çerçevede Gazze bölgesindeki insani durumun da küresel barış sürecinin hayati bir parçası olduğuna dikkat çekiyoruz.
Putin ile yapılan görüşmede, savaş ve barış arasındaki dengeyi nasıl kuracağımızı konuşurken, Ukrayna’da ateşkesin taraflarca zorla dayatılmaması gerektiğini vurguladık. Türkiye’nin Rusya-Ukrayna çatışmasında taraflar arasında köprü kurma rolünü güçlendirecek adımlar atmaktan çekinmediğimizi ifade ettik. Barış için atılan adımlarınABD Başkanı Trump gibi aktörlerle diyalog içinde ilerlemesi gerektiğini belirttik. Karadeniz’in güvenli ve serbest seyrüsefer ortamı, bölgesel güvenliğin temel taşlarından biri olarak görülüyor.
Gazze konusundaki duruşumuz net: insani yardımların hızlı ve etkili bir şekilde ulaştırılması, ateşkesin kalıcı olması ve yaşamın normale dönmesi için gerekli güvenlik şartlarının sağlanması gerekiyor. Avrupa güvenliği ve Türkiye’nin rolü konusundaki tartışmalarda, Avrupa Birliği ile ilişkide kazan-kazan yaklaşımını sürdürmeye devam edeceğiz. Savunma sanayii alanında elde ettiğimiz başarılar, Türkiye’nin Batı ülkeleriyle olan ortaklıklarını güçlendiriyor ve bölgesel istikrar için yeni adımların atılmasına olanak tanıyor.
Futbol, basketbol ve spor alanında da adaletli bir oyun düzeninin tesis edilmesi için kararlıyız. Bu konudaki gelişmeleri yakından takip ediyor ve gerekli adımları atıyoruz. Sporun milli birliğe hizmet eden bir güç olduğuna inanıyoruz.
Yeni anayasa vizyonumuz, kapsayıcı bir yapıyı hedefliyor. Kamuoyunun güvenini kazanacak bir çerçeve tasarlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aile değerlerinin güçlendirilmesi ve nüfus artışının desteklenmesi, 2025 ve sonrasındaki dönemde de ana hedefler arasında yer alıyor. Üniversite ağımızı genişletirken, her ilçeye ulaşan bir eğitim altyapısı kurmayı başarmış bulunuyoruz. Şimdi de bu temeller üzerinde, gençlerimizin daha güçlü bir geleceğe sahip olması için çalışıyoruz.
Türkmenistan ile kurulan güvene dayalı ilişki, karşılıklı fayda ve barış odaklı yaklaşımımızla güçleniyor. Ziyaretler ve görüşmeler, iki ülkenin karşılıklı çıkarlarını güvenceleyen bir çerçeve oluşturmaya devam ediyor. Gençlerin eğitimi ve vatandaşlar arası diyaloglar, iş dünyası ile sivil toplum arasında sıkı bağların kurulmasına zemin hazırlıyor.
Projeler ve yatırımlar, enerji ve ulaşım ağlarının genişletilmesiyle ülkelerimizin kalkınmasına doğrudan katkı sağlıyor. Bu süreçte güvenilir bir ortaklık kurmak, ortak değerler etrafında buluşmak ve karşılıklı bağımlılıkları artırmak temel amaçlarımız arasındadır. Bölgesel barış için yürütülen çabalar, Gazze başta olmak üzere insani açıdan çözüm odaklı adımların atılmasına yöneliktir.
Avrupa’daki güvenlik bağları, Türkiye’nin savunma kapasitesinin gücünü pekiştirirken, karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesine dayalı iş birliklerinin genişletilmesini hedefliyoruz. Futbol ve spor alanlarında temiz bir rekabetin sağlanması için adaletli yönetim mekanizmalarının işlerliğini güçlendiriyoruz. Yeni anayasa tartışmaları, kapsayıcı ve özgürlükçü bir çerçeve oluşturacak şekilde sürdürülüyor. Nüfusu canlı tutmak için aile değerlerini korumak ve eğitim altyapısını güçlendirmek, geleceğe güvenle bakmamızı sağlayan temel ögelerdir.