Türkiye’nin nadir toprak elementi arayışı, küresel tedarik zincirinde stratejik öneme sahip, bölgesel üretim ve enerji teknolojilerine katkı sağlar.

Eskişehir’de keşfedilen nadir toprak elementleri (NTE) rezervleri, dünya ticaretinin yönünü etkileyebilecek potansiyele sahip. NTEler, savunma sanayisinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan iletişim ve uzay teknolojilerine kadar geniş bir yelpazede kritik bir rol oynuyor. Bu durum, Çin’in dünyanın en büyük NTE rezervine sahip konumu ile bu kaynaklara ihtiyaç duyan ABD arasındaki ticaret gerilimlerini artırıyor.
Nikkei Türkiye’nin bu keşfinin uluslararası güvenilirliğe kavuşması için Avustralya’daki Joint Ore Reserves Committee (JORC) kurumuna başvurabileceğini belirterek, “Bu miktar doğrulanırsa, Türkiye Çin ve Brezilya’dan sonra dünyanın üçüncü büyük NTE rezervine sahip olacak” yorumu yaptı. Ayrıca, Türkiye’nin büyük potansiyele sahip NTE oksitlerini geliştirmek için yabancı teknoloji ortakları aradığı bilgisini paylaştı.
‘Devlet eliyle işletilecek’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise gazeteye verdiği röportajda pilot tesiste yıllık yaklaşık 1200 ton kapasiteyle %90’ın üzerinde bir başarı elde ettiklerini dile getirdi. Türkiye’nin sahada katma değerli üretimi artıracak uygun bir teknoloji sağlayıcısı bulmak için Çin, ABD, Avrupa, Kanada ve Avustralya ile görüşmeler yürüttüğünü ifade etti.
Bakan Bayraktar, ABD’ye NTE satışının söz konusu olmadığını vurgulayarak Beylikova’daki sahayı devletin yönetiminde işleyeceklerini belirtti. Beylikova Sahası’nın dünya sıralamasında en büyük ikinci NTE rezervine sahip olduğu üzerinde durdu ve bu sahayı MTA’nın çok yıllar önce toryum amacıyla keşfettiğini, daha sonra Eti Maden’e devredildiğini sözlerine ekledi. 2020 yılında pilot tesis kurulduğunu ve saflaştırma çalışmalarının başladığını söyleyen Bayraktar, önümüzdeki yıl temel atmayı ve iki yıl içinde tesisi hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Saflaştırma teknolojileri için üniversiteler ve araştırma kurumlarıyla işbirlikleri kurduklarını belirten Bayraktar, teknolojiyi hızlıca edinmek için gösterilen çabanın sır olmadığını; makul ve erişilebilir bir hedef olduğunun altını çizdi. Çin’de bu teknoloji mevcut; Avrupa ülkeleri, Kanada ve Avustralya ile de görüşmeler sürüyor.