Karadeniz’in enerji potansiyeli, gaz arz güvenliği ve nükleer yatırımlarını mercek altına alan bu içerik, Türkiye’nin sürdürülebilir enerji geleceğini şekillendiriyor.

İstanbul’da düzenlenen 15. Türkiye Enerji Zirvesi özel oturumunda sektörün nabzı tutuldu. Türkiye’nin sondaj ve sismik gemi filosunun küresel ölçekte dördüncü sıraya yükseldiğini aktaran bayi, Karadeniz’de hidrokarbon arama ve üretim çalışmalarıyla ikinci fazın tamamlandığını vurguladı. Konut ve sanayide doğal gaz tüketiminin arttığını, bunun elektrik üretimindeki payını da yükselttiğini söyledi: yaklaşık 60 milyar metreküp gaz tüketimi yıl itibarıyla bekleniyor.
Gelecek dönemde üretimin iki katına çıkarılarak yaklaşık 8 milyon hanenin gaz ihtiyacını karşılayabilme hedefinin altı çizildi. 2028 hedefi olarak 40–45 milyon metreküp günlük üretim ve 16–17 milyon hane için kendi ihtiyacını karşılayabilmek planlandı. Karadeniz gazı şu an ana milli proje olarak öne çıkıyor; Gabar petrolü için yoğun çalışmalar sürüyor ve 80 bin varil günlük üretim hedefi korunuyor. Gabar’ın petrol ithalatını en az 2 milyar dolarlık bir tasarrufla düşürmesi bekleniyor.
Enerji alanında yeni müjdelerin peşinde olduklarını belirten Bayraktar, Karadeniz’de bu yıl 6 derin deniz sondajı yapılması planını paylaştı. 5. sondaj gemisiyle çalışmaların Türkiye’de olduğuna değinildi ve 2026 başından itibaren operasyonel hâle gelmesi öngörüldü. Karadeniz’in üç ana bölgesinde yapılacak sondajlarla petrol ve doğal gaz arayışlarının süreceği ifade edildi.
Türkiye’nin Doğal Gaz Arz Güvenliğinde Tehlike Yok başlığıyla özetlenen açıklamalarda, yıl sonunda dolması gereken yaklaşık 22 milyar metreküplük doğal gaz ithalat sözleşmesinin bir yıl daha uzatıldığı belirtildi. Böylece Türkiye’nin arz güvenliği için herhangi bir risk bulunmuyor; alım TürkAkım ve Mavi Akım üzerinden sağlanacak. BOTAŞ’ın mevcut hat uzunluğu 20 bin kilometrenin üzerinde olarak vurgulandı ve dağıtım altyapısının özel sektör tarafından büyütüldüğü belirtildi. Ayrıca yaklaşık 220 bin kilometreyi aşan gaz dağıtım hattı inşa edildiği ifade edildi.
Depolama kapasitesinin hızla arttığına işaret eden yetkililer, 6,3 milyar metreküp seviyesinden 2030’larda en az %20’lik ihtiyacı karşılayabilir hâle gelinmesi hedefini paylaştı. Günlük gazlaşma kapasitesinin 161 milyon metreküpten 200 milyon metreküp seviyesine yükselmesi bekleniyor; iki yeni FSRU’nun sisteme girmesiyle ihracat kapasitelerinin de genişlemesi öngörülüyor. Türkiye’nin yıllık gaz ticaret kapasitesi ise 70–80 milyar metreküp düzeyinde değerlendiriliyor.
Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) üzerinde gelir seviyesi yüksek vatandaşlar için revizyonlar bekleniyor. 4 bin kilovatsaatlik sınırın 2026’da bir kademe daha aşağı çekilebileceği üzerinde çalışmalar sürüyor. 2026’da benzer bir yapının gazda da uygulanması öngörülüyor. Enflasyonun %18–%20 civarında olması beklenirken, fiyat ayarlamalarının bu çerçevede yapılması planlanıyor.
AKKUYU NGS’de Yerlilik ve İleri Hedefler için ise yaklaşık 10,6 milyar dolarlık yerlilik başarıya ulaşıldığı belirtiliyor. 2025’in ikinci çeyreği sonu itibarıyla inşaatta yerlilik oranı %56’ya ulaştı. Türkiye, Sinop ve Trakya’da nükleer enerji projelerini çeşitlendiren bir yaklaşım benimsiyor; Güney Kore ile mutabakat, önümüzdeki altı ay içinde yoğun çalışmalarla ilerleme hedefi olarak sürdürüldü. Çin ile Trakya için görüşmeler sürüyor, ABDli firmalarla da olası iş birlikleri masada.
YEKA yarışmaları kapsamında yönetişimin enerji altyapısına güç katması üzerinde duruldu. Toplam yatırım bedeli 1,1 milyar avro olan yarışmalarda yatırımcılar için hızlı uygulama çağrısı yapıldı. TEİAŞ ve dağıtım şirketlerinin yeni nesil sistem işletmeciliğine geçişi ve iletim altyapısına yaklaşık 30 milyar dolar yatırım planı açıklandı.
Öz Tüketim Amaçlı Lisanssız Projelerde İyileştirme yönünde çalışmalar sürüyor. 2026’da çatı uygulamaları başta olmak üzere kendi ihtiyacı için tesis kuran ve fazla elektriği sisteme satma zorunluluğu olmayan yatırımcılar için alan açılması hedefleniyor. Ayrıca hibrit tesisler için kapasite tahsisine devam edilecek; rüzgar santrallerinde mevcut güç içinde teknik kapasite artışı mümkün olduğunda yeni tahsisler yapılacak. Ancak alanlarda bazı teknik kısıtlar nedeniyle sınırlı bir genişleme öngörülüyor.