Türkiye’de robotik ve otomasyonun küresel pazarlardaki büyüme stratejisi: yenilik, ihracat ve yatırımlarla rekabet gücü artırılıyor.
Günümüzde yapay zeka ve robotik sistemler, sanayi dünyasında köklü bir dönüşümün merkezinde yer alıyor. Türkiye de bu dönüşümden payını alarak otomotivden savunma sanayiine uzanan geniş bir yelpazede robot kullanımıyla üretim süreçlerini dönüştürmeye devam ediyor. Artan iş gücü maliyetleri ve yatırımın geri dönüş süresinin kısalması, fabrikalarda otomasyon yatırımlarını daha cazip bir seçenek haline getiriyor.
ABB Türkiye Robot Bölümü Global Çözüm Merkezi Yöneticisi Gürsen Torum, Uluslararası Robot Federasyonu verilerinin 2020–2024 döneminde küresel robot pazarında sürdürülebilir bir büyümeyi işaret ettiğini belirtiyor. Türkiye’de de bu eğilimin benzer şekilde ilerlediğini vurgulayan Torum, otomasyon talebinin makro dinamikler tarafından tetiklendiğini söylüyor: “İş gücü sıkıntısı ve farklı sektörlerde robot kullanımının artışı ile birlikte tekrar eden ve zorluk yaratan işleri robot çözümleriyle ele almak kaçınılmazlaşıyor.”
Türkiye’nin konumu önemli
KUKA Türkiye ve Orta Doğu CEO’su Fatih Güngör, Çin, Almanya, ABD, Güney Kore ve Japonya’nın bu alanda önde gelen ülkeler olduğunu ifade ederek Türkiye’nin küresel yatırımlar açısından dikkat çektiğini vurguluyor: “Türkiye’nin konumu burada kritik. Özellikle COVID-19 sonrası otomotiv yatırımlarıyla Türkiye, dünya pazarının üzerinde büyüyen bir konuma ulaştı. 2024 verilerine göre Türkiye’de 3.551 robot satışı gerçekleşti ve bu sayı Türkiye’yi dünyanın en büyük 14. pazarı yapıyor.”
Altınay Teknoloji Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Altınay ise yerlilik ve milliliğin her altyapıda vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirterek savunma sanayindeki başarıyı yineleyip, “Türkiye birçok otonom sistemi geliştiriyor” şeklinde değerlendirdi.