Türkiye’de faiz ve kredi piyasasındaki son dönem gelişmeleri: etkiler, beklentiler ve yatırım stratejileri üzerine kapsamlı bir analiz.

Geçtiğimiz yıl sonlarında başlayan faiz indirimleri, bu yılın martında yüzde 42.5’e kadar gerileyen politika faiziyle ajandasını değiştirdi. Ardından 17 Nisan’da 3.5 puanlık bir yükselişle %46, Haziran’da ise değişmeyen bir karar, Temmuz’da 3 puanlık indirimle %43, Eylül’de 2.5 puanlık bir azaltmayla %40.5 ve Ekim’de 1 puanlık kesintiyle %39.5 seviyesine ulaştı. Bu seviye son iki yılın en düşük noktası olarak kaydedildi Merkez Bankası’nın bankalardan topladığı haftalık veriler, konut, taşıt ve ticari kredilerde ortalama faizlerin kayda değer şekilde gerilediğini gösteriyor. 17 Ekim itibarıyla konut kredisi bileşik faizi yaklaşık %37.91’e indi; geçmişte bu düzeyin en yakın ölçümünü 1 Eylül 2023 haftasında görmüştük. Geçen yıl nisanda konut kredileri yıllık yaklaşık %45’i aşmıştı; bazı bankalarda aylık faizler %3’ün üzerinde, hatta %4’e yaklaşan rakamlara çıkabiliyordu. 120 ay vadede bugün %2.69 oranında kredi bulmak mümkün.
Politika faizi son 10 ya da 10.5 puanlık bir gerileme kaydetti ve indirimlerin kademeli olarak süreceği öngörülüyor. İlk etapta indirimlerin etkisi mevduat faizlerinde hissedildi; kredi faizlerinde yansımaların ise daha sonra meydana gelmesi bekleniyor. Bu süreç, ucuz kaynağa ulaşmak isteyen tüketici ve işletmeler için rahatlatıcı bir gelişme olarak yorumlanıyor; tabii ki toplam maliyet halen yüksek. Ancak bazı kredilerde son 2 yılın en düşük seviyeleri test ediliyor.
YÜZDE 2’nin Altında Hareket Satılan 100 konuttan yalnızca yaklaşık 14-15’i için kredi kullanılıyor ve konut kredi faizlerinin yüksek seyri bu tabloyu etkiliyor. 5-10 milyon lira aralığındaki ikinci el ve B sınıfı enerji sertifikalı bir ev için en çok 2 milyon 750 bin liralık kredi çıkabiliyor. Ailede ev olanlar için evin değerinin en fazla %22.5’i kredi olarak veriliyor; tipik olarak 5 milyon liranın altında olan ikinci el konutlarda ise bu limit yaklaşık 3 milyon lira seviyesinde bulunuyor. Faizin %2.69’a gerilemesiyle kredili alımların hız kazanması bekleniyor.
TİCARİ KREDİ MALİYETİNDE DÜŞÜŞ DEVAM EDİYOR İş dünyasının finansmana erişim ve maliyet konusundaki kaygıları sürüyor. Nefes kredileri ve KGF destekli krediler sayesinde bu maliyetlerde bir miktar düşüş gözlemleniyor. Verilere göre ticari TL kredilerinin yıllık ortalaması %52.55’e kadar geriledi ve Aralık 2023 sonrası dip seviyeyi gördü; bu yıl haziranda ise %65’ler gündeme gelmişti. Zirveden yaklaşık 13 puanlık bir düşüş söz konusu. Uzun vadeli krediler faizleri düşürdükçe, rotatif ve kısa vadeli krediler biraz daha maliyetli kalıyor.
İHTİYAÇ KREDİSİNDE İNSİYATİF ÖNEMLİ Posta’dan Bilal Emin Turhan’a göre talep yüksek olmasına rağmen bankalar aylık kredi büyümesini %2 ile sınırlamış durumda. Rekabetin olmaması durumunda bankalar faizleri istedikleri gibi belirleyebiliyor. Kredi riskine, sigortalı mı olduğuna ve vadeye göre faizler değişiyor. Örneğin 24 ay vadeli sigortasız 200 bin liralık kredinin aylık faizi bazı bankalarda %7.49’a çıkabiliyor; sigortalı kredide ise vadeler uzadıkça faiz %2.89’a kadar inebiliyor. Limitleme nedeniyle ihtiyaç kredi faizi dalgalanıyor. 17 Ekim haftasında ortalama yıllık ihtiyaç kredi faizi %62.74 olarak kaydedildi; 26 Eylül haftasında %58.15’ti, bu da 1 Eylül 2023 sonrası için en düşük seviyelerden biri olarak değerlendiriliyor.
TAŞIT KREDİSİNDE KAMPANYALAR ETKİLİ, FAKAT 2 MİLYONUN ÜZERİNE YOK Taşıt kredi faizlerinin ortalaması 17 Ekim itibarıyla %36.30’a indi. Haziran 2024’te %32.69 seviyesini gördüğümüz bu alan, son dönemlerde otomotiv firmalarının kampanyaları ve yıl sonuna doğru artış öngörüleriyle destekleniyor. Ancak 2 milyon lirayı aşan araçlarda kredi kullanılamıyor; 1.2–2 milyon lira aralığındaki araçlarda ise en fazla 400 bin lira kredi çıkarabiliyorlar. Sıfır araçlar için bu aralıkta da sınırlama mevcut.
LİMİTLERDE ESNEME, PARADA UCUZLAMA OLUR MU? KOBİ, ticari ve ihtiyaç kredileri için aylık büyüme limitleri %1.5-2.5 arasında belirlenmiş durumda. Merkez Bankası için enflasyonla mücadelede bu araçlar kritik, çünkü kredi verme işlemi kaynak akışını etkiliyor. Bütçe ve talebe göre limitlendirme yapılması, faizi yüksek tutarken talebi kırabiliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Önümüzdeki yıl bu macro ihtiyati tedbirleri gevşetme imkânımız güçlenecek” diyerek, 2026 itibarıyla kredilerin tüketiciye daha rahat ulaşacağını işaret etti.