DOLAR
41,6051
EURO
48,8540
ALTIN
5.141,59
BIST
11.082,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
25°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
22°C

Türkiye ve Filistin Meselesinde Çok Boyutlu Bir Duruş: Barış, Hukuk ve Dayanışma

Türkiye ve Filistin meselesine barış, hukuk ve dayanışmayla çok boyutlu bir yaklaşım: adalet, çözüm ve umut için kapsamlı bir duruş.

Türkiye ve Filistin Meselesinde Çok Boyutlu Bir Duruş: Barış, Hukuk ve Dayanışma
23.09.2025 18:42
A+
A-

Devlet Bahçeli, TRT Haber’e özel açıklamalarda bulundu ve Türkiye’nin Orta Doğu’da barışın sözünü savunan bir ülke olarak konumunu vurguladı. Türkiye’nin Filistin davasıyla olan dayanışması, güvenlik ve hukuk ekseninde kararlı bir politika olarak ifade edildi. Filistin’in güvenliğinin Türkiye’nin güvenliği olduğu noktası, iki devletli çözüm ve 1967 sınırları dâhilindeki başkenti Doğu Kudüs olan bir yaklaşımın temel taşı olarak sunuldu.

Bahçeli’nin açıklamalarında Gazze başta olmak üzere Filistin’deki insani krizlerin boyutu, uluslararası toplumun bu trajediye kayıtsız kalmaması gerektiği yönünde net bir vurgu taşıdı. İsrail’in bölgede yol açtığı tahribatın, uluslararası hukuka aykırı davranışların ve Birleşmiş Milletler kararlarının uygulanabilirliği konularında eleştiriler yükseldi. Uluslararası hukuk açıkça ihlal edilmişken, Filistin halkının haklarının savunulması için Türkiye’nin hassasiyeti dile getirildi.

İİT’nin Katar’da yaptığı olağanüstü toplantı ve 57 ülkenin katılımıyla yayımlanan ortak bildiri, İsrail’e yönelik yaptırımlar ve savunma sanayinin güçlendirilmesi yönündeki görüşlerin ortak paydada buluştuğunu gösterdi. Bu süreçte, bölgesel güvenlik için Kudüs Paktı fikrinin hayata geçirilmesi çağrıları yükseldi ve İslam ülkelerinin güvenliğinin ortaklaşa korunması gerektiği belirtildi. “Kudüs Paktı” ve ortak güvenlik mekanizmaları, İslam coğrafyasının ihtiyaç duyduğu dayanışmayı güçlendirme amacı güttü.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin sorununa yönelik iki devletli çözüm yönündeki oylar, uluslararası sistemi yeniden düşündürürken, bu kararların uygulanabilirliğinin uluslararası siyasi realitelere bağlı olduğuna dikkat çekildi. İsrail’in güvenlik politikasının bölgeyi daha da karmaşıklaştırdığı ve ABD’nin bu politikaları sürdürmesi eleştiri konusu oldu.

“Filistin’in güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir” ifadesiyle Filistin devletinin uluslararası tanınmasının, bölgesel barış ve küresel istikrar için kritik bir mihenk taşı olduğu vurgulandı. Filistin sorunundaki çözümün iki devletli çerçevede ilerletilmesi, Gazze’nin insani ihtiyaçlarının acil karşılanması ve Mescidi Aksa’nın manevi-statüsel konumuna saygı gösterilmesi gerekliliği defalarca dile getirildi.

ABD ve İsrail’e karşı ortak bir duruşun güçlendirilmesi gerektiği belirtilirken, doğu Akdeniz’de barışçıl bir güvenlik kuşağı kurmanın önemi tekrar vurgulandı. Uluslararası barış için diplomasiyle birlikte askeri dengelerin de göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edildi; İsrail’e karşı sert bir ültimatomun zamanının geldiği yönündeki çağrılar, özellikle insani yardımın erişiminin artması ve başlamsız bir çatışma dinamiğinin kırılması gerektiğini işaret ediyor.

Son olarak, Türk milletinin sabrının sınırına geldiğine değinildi ve hükümetin Filistin ile Gazze konusundaki insani ve vicdani politikalarının kararlılıkla sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. “Diplomasi dahil tüm araçlar tüketilmiştir” ifadesiyle, mevcut durumun savaştan çok diplomasi ve ortak güvenlik mekanizmalarıyla ele alınması gerektiği düşüncesi pekiştirdi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.