Türkiye ve bölgede İsrail’in yayılmacılığına dair bölgesel ve küresel etkileri analiz eden kapsamlı içerik.
Fidan, İsrail’in bölgesel yayılmacılığı artık açık bir politika olarak uygulanıyor demecini şu sözlerle vurguladı: “Bölge ülkeleri ve uluslararası toplumun bu durumun üzerinde durup gerekli tedbirleri alması şarttır. Bu süreçte, istikrarsızlığı dolaylı biçimde tetikleyebildiği ve gerektiğinde bölgeye müdahaleyi masaya taşıdığı görülmektedir.”
Devamında şu açıklamayı yaptı: “İsrail’in, Lübnan’dan Suriye’ye, İran’dan Yemen’e ve son olarak Katar’a kadar olan hareketleri, risklerini hesaplı bir şekilde genişletmiş olduğunu gösteriyor. Bu tablo, Filistin meselesinin ötesinde, bölgesel politikanın nasıl yeniden şekillendiğini gösteriyor.”
Erdoğan ile Trump arasındaki yakınlığın İsrail’e etkisi konusundaki bir soruya karşılık Fidan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanımız, Trump ile görüştükçe Gazze meselesi ve Suriye’deki istikrar konularını özellikle vurguluyor. Ancak Amerikan iç politikasında uzun süredir oluşan bir gerçeklik var: kimin kimi kontrol ettiği ve kimin kime yönettiği.”
Fidan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Görünen o ki, ABD’nin İsrail politikaları üzerinde beklenen etki her zaman olduğu gibi net olmayabilir; hatta bazı durumlarda bu etkilerin sınırlı ya da olumsuz yönlü olabileceği görülebilir.”
Bu değerlendirmeler, bölgesel güvenlik dinamiklerini ve uluslararası aktörlerin rolünü yeniden düşünmeye yöneltiyor.