Türkiye İş Dünyası ve Ekonomik İstikrar İçin Yeni Nefes Kredisi Modeli Üzerine Görüşler

İTO’nun değerlendirmelerinde Avdagiç, İstanbul iş dünyasının taleplerinin, mali destek sayesinde finansman koşulları normale dönene kadar TOBB Nefes Kredisi benzeri bir mekanizmanın sürekli ve rotatif bir kredilendirme sistemine dönüştürülmesini beklediğini belirtti. TOBB Nefes Kredisi’nin özellikle küçük ölçekli işletmelere nefes aldırdığına vurgu yaptı.

Güncel gelişmeler bağlamında, Gazze’deki gelişmeler ve Hamas-İsrail temaslarının ateşkesle sonuçlanmasını memnuniyetle karşılayan Avdagiç, ülkemizin Orta Doğu’da adil bir düzenin tesis edilmesi, İsrail’in saldırılarının durdurulması ve Kudüs’ü başkent edinmiş özgür bir Filistin devletinin kurulması yönündeki çabaları desteklediklerini ifade etti. Ayrıca Sumud gönüllülerinin dünyadaki farkındalığı artıran çalışmaları ve Filistin halkının haklı davasında Türkiye’nin yanlarında olmaya devam edeceği mesajını yeniden teyit etti.

Türkiye ekonomisi dirençli görünümünü koruyor Avdagiç, enflasyonda düşüşe paralel olarak dezenflasyon sürecinin devam ettiğini ve Türkiye’nin finansal istikrarla birlikte parasal aktarım mekanizmasında kısmi iyileşmenin görüldüğünü kaydetti. Sanayi üretimindeki eğilimi yakından izlediklerini ifade eden Avdagiç, Nefes Kredisi’nin önceki döneme göre daha uygun maliyetli olduğunu ve işletmeleri rahatlatacağını belirtti.

Enflasyonla mücadeleyi öncelikli hedef olarak vurgulayan Avdagiç, üçüncü çeyrek sonunda aylık enflasyonun yükseliş göstereceğini, ancak yıllık TÜFE’nin düşüş eğilimini sürdürdüğünü söyledi. TCMB’nin son Para Politikası Kurulu toplantısında bu artışın geçici olduğuna işaret edildiğini hatırlatarak, gıda enflasyonunun acil çözüm bekleyen bir konu olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin gıda enflasyonu konusunda bir sorun yaşamaması gerektiğini belirten Avdagiç, konunun ciddiyetle ele alınmasını ve yüksek enflasyonun nedenleriyle mücadele edilmesini istedi. Tarımın Türkiye ekonomisinin değişmez temelini oluşturduğunu vurgulayan Avdagiç, üretimi artıracak ve büyümeyi tetikleyecek tedbirlerin kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Son olarak, enflasyonda yukarı yönlü risklerin Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsünü olumsuz etkileyebileceğini, bu durumun finansmana ulaşımı zorlaştırabileceğini ve yıllık enflasyon düşüşünün kesintisiz sürmesi için gerekli temkinli yaklaşımı sürdürmenin hayati olduğunun altını çizdi. Ayrıca yaklaşan kış mevsimiyle giyim, gıda ve enerji başta olmak üzere fiyat artışlarının etkisini sınırlamanın büyük önem taşıdığını ve vergi, ceza ve harçlar için belirlenecek yeniden değerleme oranının da enflasyona yansıyacağını ekledi.