Türkiye için küresel görünüm ve enerji dönüşümünün stratejik önemi: sürdürülebilirlik, güvenlik ve rekabet gücüyle yola yön verir.

Bugün enerji dışı emtia fiyatlarında görülen istikrarı yakından izlemek gerekiyor. Hızlı artışlar şu anda pek söz konusu değil; bu nedenle enerji harcamaları dışında kalan kısımlarda bir artış eğilimini sürdürme ihtimali bulunuyor. Enerji tarafında ise fiyat düşüşlerinin kaydedilebilir olması bekleniyor. IMF’nin bu yıl için petrol fiyatı tahmini yaklaşık olarak 69 dolar, gelecek yıl ise 66 dolar seviyelerine inmesi öngörülüyor; bu durum, dezenflasyon ve cari açık açısından olumlu bir etkide bulunabilir.
Birinci zorluk korumacılık küresel orta ve uzun vadeli görünümü belirleyen ana dinamik olarak karşımıza çıkıyor. Küresel büyüme tahminleri 5’er yıllık dönemler üzerinden yapılandırılıyor; buna dayanarak ifade edilen grafiklerimizde, 1990’lardan küresel finansal krize ve 2007 krizine kadar olan süreçte 5 yıllık büyüme tahminlerinin yüzde 4.5-5 aralığında seyrettiğini görüyoruz. Son yıllarda ise bu oranın yaklaşık %3 civarında kaldığını görüyoruz; bu dengeyi sürdürebilmek için yapısal engellerin büyümeyi olumsuz yönde etkilemesini önlememiz gerekiyor.
Küresel ticaretteki parçalanmaya karşı Türkiye’nin dayanıklılığı konusunda ise durum daha net görünüyor. Türkiye, korumacılığın artış gösterdiği bir dönemde nispeten daha dirençli konumda. İhracatımızın yaklaşık %62’si serbest ticaret anlaşmalarının olduğu ve kural bazlı ticaret yapılan ülkelere gidiyor. Geri kalan bölüm ise yakın coğrafyada yoğunlaşıyor ve bu yapısal dağılım bize küresel ticaretteki parçalanmalara karşı dayanıklı bir profil sunuyor.
Hizmet ticaretinde küresel oyunculuk açısından Türkiye belirgin bir başarı çizgisi çizebiliyor. Turizm akışı açısından dünyanın ilk dört içinde yer alıyor; gelir açısından da ilk 10 içinde sayılıyor. İnşaat ve teknik müşavirlik alanlarında ise Çin sonrası sıralamalarda üst sıralarda konumlanıyoruz; bazı göstergeler bu konumumuzu destekliyor.
Yeşil Dönüşümün zorunluluğu ise uzun vadede Türkiye için kaçınılmaz bir hedef olarak karşımıza çıkıyor. Enerji ithalatımız son 22 yılda 1 trilyon doların üzerinde maliyet doğurdu ve bu toplam cari açığın 1.6 katı ile toplam dış borcumuzun neredeyse 2 katına denk geliyor. Yeşil dönüşüm bizim için bir moda değil, doğrudan bir zorunluluk ve bunu hızla hayata geçirerek önemli fırsatlar elde edeceğiz.